Bu bir ulaşım devrimidir
Türkiye, dün tarihi bir projeyi hayata geçirmek için adım attı. Başbakan Recep Tayip Erdoğan'ın kabinesindeki bir çok bakanı da yanına alarak temelini attığı Marmaray bir niyetin, bir inancın işareti. Ülkemizin coğrafi konumunun iyi değerlendirilmesi halinde, ortaya çıkacak ulaşım değerleri tek başına Anadolu'yu geleceğe taşıyabilir. Tabir-i caizse Anadolu, bölgenin ulaşımda kıblesi olabilir. Yeter ki jeopolitik olarak da kıymet-i harbiyesi olan ulaşım sistemlerini ülkemizin gündeminde tutalım. Havacılık sektörünü atılıma sevk eden düzenlemelerin yapılması, deniz taşımacılığının önünü kilitleyen sıkıntıların kaldırılması, demiryolu için adeta seferberlik ilan edilmesi ve ilk defa Kara Ulaştırma Kanunu ile kara taşımacılığına çeki düzen verilmesi bu alanda yapılmış diğer devrimlerdir. Ve bugünkü hükümetin bakanları içinde her gün yeni bir projeyle karşımıza çıkan bakanlığın Ulaştırma olmasının da başka bir esprisi söz konusudur.. Birincisi; Bakan Yıldırım, Türkiye'nin nasıl bir coğrafyaya oturduğunu biliyor. İkinci, üçüncü adımı atmak da tereddüt etmiyor. İkinci husus ise; Etrafımızdaki gelişmeler. Mesela bir lojistik merkezi olmaya doğru atılan adımlar, bu alanda yatırım ve düzenlemeyi öngördüğü gibi bir vizyonu ortaya koymayı da zaruri kılıyor. Yapılan düzenlemeler iyi projeksiyon ortaya konduğunu göstermektedir. Bu sebeple, Erdoğan'ın en büyük şansı kabinede ulaşım kültürüne sahip bir ismi Ulaştırma Bakanlığı koltuğuna oturtmasıdır. Yıldırım, bir ulaşım aracının ticari olarak nasıl faaliyet göstereceğini, hangi kriterlerle sirkülasyon yapacağını en iyi bilen bakan konumunda. Yıldırım, bu donanımıyla da Cumhuriyet tarihi incelendiğinde, bu koltuğa oturmuş en yetkin isim olarak ön plana çıkmaktadır. Uzun bir süredir gündemde olan, ancak dün temeli atılan Demiryolu Boğaz Tüp Geçiş Projesi, Osmanlı İmparatorluğu'na kadar uzanan bir çalışma. İstanbul Boğazı'nın denizaltından bir tüp geçitle bağlanmasıyla ilgili ilk proje Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerine göre 1891 yılında hazırlandı. Peki asırlar önce gerekliliği tespit edilmiş olan bir proje şimdiye kadar niçin gerçekleştirilmedi? Hasılı, bir konuda atılım yapmak, yatırım yapmak sanıldığı gibi kolay iş değil. Birikim, donanım, cesaret, güven istiyor. Ulaştırma Bakanlığı bu hızla devam ederse, 4,5 yıl sonra Boğaz Tüp Geçiş'le aşılmaya başlandığı an, Türkiye ulaşım problemini büyük oranda çözmüş, sektörden ciddi döviz girdisi sağlayacak hale gelmiş olacaktır. İran yüzünü gösterdi İran'ın, işletme hakkını Tepe-Akfen'e verdiği İmam Humeyni Uluslararası Hava Limanı'nı, faaliyete geçeceği gün kapattı. İşletme hakkını da bir süre için geri aldı. İran'ı bilmeden, tanımadan bu ülkeyle iş yapmaya kalkmak cidden zor. Eğer bir Türk firması olarak ordaysanız daha da zor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı halen daha doğal gaz alım sözleşmesini bir bakanlık olarak çözememişse Tepe-Akfen'in işi daha da zor. Ancak, bu tarz sıkıntılarda TC Devleti olarak, bir taraf gibi özel sektör ve devlet kurumlarının arkasında, devlet politikasıyla durmak gerekiyor. Hükümetin bu konuda attığı bir adım var mı? Bilemiyorum. Bir kez daha tekrar etmekte fayda var. İran'la ilişiklerimizi mili metrik hesaplarla yapmak zorundayız.
|