kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
    Kampüs
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
 
Şampiyonluğa niye sevindim?
Sait Faik'i okumadan...

Şampiyonluğa niye sevindim?

İnsan tuttuğu takımın şampiyon olmasına sevinir mi? Elbette! Peki bu sevinci tahlil edebilir mi? Yani parçalara ayırıp, tek tek ele alıp, inceleyebilir mi? Deneyelim:
1) Üçüncü yıldıza sevindim... Bu aslında benim için o kadar önemli değil. Ama ne çare ki böyle bir numara çıkarılıp G.Saray'a üç yıldız verilince... Ezeli rakip olarak siz de almaya mecbursunuz. Rekabetin gereği.
2) Pierre Van Hooijdonk'un hayatında ilk kez bir lig şampiyonluğu görmesine sevindim... Onca yabancı futbolcu gördük. Mesela frikik sihirbazı Sasu'yu unutmadık. Ama hiçbiri Van Hooijdonk kadar futbolculuk, sempatiklik, kendini takıma adama seksen türlü olumlu özelliği bir arada barındırmıyordu.
3) Bir 'fantezi' olarak yılın esprisinin sezon sonunda da 'geçerliliğini' sürdürmesine sevindim... "Üç büyüklerin hepsini şampiyon yapan teknik direktör Lucescu!"
4) Önerdiğim modelin neredeyse bire bir gerçekleşmesine sevindim... Geçen yıl bu köşede defalarca yazdım. F.Bahçe için şampiyonluğun "gerekli" şartı (dikkat: "yeterli" demiyorum) şuydu: Yeteneğini kanıtlamış (tercihen yabancı) bir teknik direktörle anlaşma yaparsın... Hocaya "Kimi istiyorsun" diye sorarsın... Maddi gücün yettiğince o futbolcuları transfer edersin... Takıma rahat, huzurlu olması için elinden gelen yardımı yaparsın... Kimin oynayacağına, taktiğin ne olacağına kesinlikle karışmazsın... Yenilgilerde samimiyetle takımın ve hocanın arkasında durursun... Galibiyetlerde şişinmezsin, havalanmazsın.
İşte F.Bahçe'nin şampiyon olması için "gerekli" şartlar buydu. Aziz Yıldırım ve arkadaşları bu şartları 2003-04 sezonunda neredeyse harfi harfine uyguladı. Artık gerisi hocaya, futbolculara ve diğer takımların performansına bağlıydı. Onlar da "ellerinden geleni" yapıca şampiyonluk geldi.
5) Daum için sevindim. Kokaindi mokaindi derken kendini yeniden ispatlaması gerekiyordu. Şimdi... Alt yapısı tamam, sadece Türkiye'de değil Avrupa'nın her yerinde destek verecek müthiş bir taraftar kitlesi ve parası olan bir takımın başında.
Yani... Un var, şeker var, yağ var: Eh o da helvayı yapsın artık.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kiminin rüyası kiminin kabusu   / 16-05-2004
 Uygarlıkların ahengi   / 15-05-2004
 Ah Pendik ah!   / 14-05-2004
 Özlediğim çağdaşlaşma   / 13-05-2004
 Hadi '16-16' yapalım!   / 12-05-2004
 Şampiyonluğa niye sevindim?   / 11-05-2004
 Ohh! Geçti...   / 10-05-2004
 O söz ne anlama geliyor?   / 09-05-2004
 Fransız Sokağı'nı bitmeden görün   / 08-05-2004
 Herkes takdir edilmek ister   / 07-05-2004
EMRE AKÖZ
Tecrübe pahalıdır!
HaberTürk TV'nin editörlerine...
MEHMET ALTAN
Kadınları ürkütmek...
Mart yerel seçimlerinin kesin...
ERGUN BABAHAN
Özgürlük veya düzen
Amerika yaza sıcaklar, Irak...
UMUR TALU
Bağımsız ama bitkin!
Şahsen, şu yazının yazıldığı,...
Bayrakla koşmayın nefret artmasın
Bush yüzünden Amerika'nın vay haline... ABD Olimpiyat Komitesi, Atina...
İşkence emrinin sahibi Rumsfeld'miş
New Yorker dergisi Iraklı mahkumlara yapılan işkenceler...
Sarı -  Lacivert şölen
Sarı - Lacivert şölen
Fenerbahçe, 15. şampiyonluğunu dün görkemli bir törenle kutladı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.