|
|
Çakır'ın öleceğini en baştan yazmıştık
* Çakır ölünce reytingler düşer korkusu yaşamadınız mı? ÖZDENER: Hayır, biz korkacak bir ekip değiliz. Çakır'ın görevi bitmişti ve öldürüldü. Bunu önceden ayarlamıştık.
* Madem bu bilinen, hesaplanan bir durumdu; Oktay Kaynarca da bunu biliyordu, neden 'tanıdığım insanlar nedeniyle beni diziden attılarsa ayıp ettiler' diye açıklama yaptı? ŞAŞMAZ: Bir karakter çok sevildiği zaman inandıklarından şaşıyor. Kendini bu duruma getirince de vazgeçilmezi oynuyor. Biz dedik ki, 'Oktay biz böyle anlaşmadık, sen vazgeçilmez değilsin, öleceksin.' Oktay bir iki hafta içerisinde, o şoktan sonra bunu idrak etti zaten. Gördü ki, bu dizi o gidince bitmez.
* İddia ettiği ilişkileri sizi etkilemedi mi yani? ÖZDENER: Açık söyleyelim, biz Oktay Kaynarca'yı planladığımız üzere vurup, planladığımız üzere morga koyacağımız sırada, bir insanın yapabileceği şekilde infiallere girdi. Bunu belki kabul edemedi, inanamadı ama biz bir gün gazeteyi açtık baktık ki Oktay Kaynarca 'Benim filancayla çocukluktan beri bir hukukum var' diyor. Bu laf zaten bu karakterin ölmesi için yeterli neden!
* Oktay Kaynarca'nın bu ilişkilerini baştan bilmiyor muydunuz yani? ÖZDENER: Bizim tarafımızdan bilinmiyordu. Çünkü biz diziye başlarken Necati Şaşmaz'a da, Oktay Kaynarca'ya da, Zafer Ergin'e, bütün oyuncularımıza şunu söyledik: Bizim hiç kimseyle, hiçbir suç ve güç odağıyla ilişkimiz olmayacak, legal ya da illegal. Oktay Kaynarca ile ilgili de ben bir kez duyum aldım ve sordum; 'böyle bir ilişkim yok' dedi.
* Onu ilişkileri yüzünden öldürmediniz yani? ÖZDENER: Durum şu, biz bir plan yaptık. Dizinin sonunu biliyoruz. Bu dizinin sonunu bir dahaki sene temmuzda da getirebiliriz, mayısta da getirebiliriz, ağustosta da getirebiliriz, istediğimiz zaman sonlandırırız. Ama artık bu duyurular, bu ağ, bu sistem rahatsız etmeye başlayınca devreye A planını sokarız.
* A planı hangisi? ÖZDENER: Çakır'ın hemen ölmesi. Çünkü bizim için Çakır'ın varlığı bu diziyi ayakta tutan bir şey değildi. Çakır bizim yarattığımız, insanlara çok sevdirdiğimiz, çok vazgeçilmez gibi görünen ama karakter itibariyle namlunun ucuna kafasını dayayıp öldürecek biri.
* Ben de diyorum ki, A planını uygulamanızda bu duyumların payı var mı? ÖZDENER: Bu duyumlar bir şeyi tetiklemedi ama ortaya koyduğumuz senaryo maalesef gitti Oktay'ı tetikledi, o da patır patır konuştu. Dedik ki, 'yapacak bir şey yok, Çakır ölecek.'
* Aranız bozuk mu şu anda? ÖZDENER: Biz prensipler ortaya koyan bir ekibiz. O yüzden 3 kişiyiz senin karşında. Hayatımızı da 10 yıl öncesinden beri biliyoruz. Bu 10 yıl içerisinde hiçbir hataya, yanlışa bırakacak işler yapmadık. İş akdin, hukukun bittiği zaman; otomatik olarak yolların ayrılır. Sarmaş dolaş basına birlik beraberlik pozları verelim durumundan çok uzaktayız.
* Üst üste iki hafta aynı bölümü yayına sokmanız da 'diziyi bitirmeye çalışıyorlar, zaman kazanıyorlar' yorumlarına yol açtı... ŞAŞMAZ: Bu işler hiç öyle olmaz. Hesap kitabın içine bunlar da giriyor. Sen beklentinin en yüksek olduğu yerde malı piyasadan çekersen, buna talep artar. Çok basit. Ama eğer ertesi hafta onu iki hafta bekletmeye değecek bir iş yapmazsan, sizin kafanıza taşı vururlar.
* Niye peki "RTÜK diziden rahatsız', devlet 'bitirin' dedi, MİT 'aferin mafyanın iç yüzünü göstermeye devam edin dedi" şeklinde yorumlar yapılıyor. Kimler, neden çıkarıyor bu söylentileri? ÖZDENER: Bu dizide analizler var. Beyin takımı oluşturduk, kuralına uygun yapıyoruz her şeyi. Polat'ın ayağı burkulmuşsa, Bahadır anneannesinden öğrendiği usulle onu yapmaz. Arar doktoru, 'nedir usulü doktor' der.
* Ekmek Teknesi'ni de yazıyorsunuz. İki senaryo arası geçişler zor olmuyor mu? Siz hangisisiniz aslında? ÖZDENER: Biz kendi aramızda Ekmek Teknesi'yiz, dışarıya karşı ise Kurtlar Vadisi. ŞAŞMAZ: Ve çok eğleniyoruz. Bizi dışardan 'kurtlar' olarak gören, aslında içimize girdiğinde görecek ki, yumuşacık ekmek hamuruyuz.
* Yeni proje var mı kafanızda? ÖZDENER: Enerjimizi, gücümüzü üçe bölmeyiz. Çünkü insanları toplamışız, insanlar evimize kadar gelmişler, bir de yan komşuyu çağırmayız. Ama insanlar çok iyi bilsin ki, biz ne yaparsak yapalım, onları 'televizyonda bir şey kalmadı seyredecek' noktasına getirmeyiz.
|