|
|
Hakemler boykot ederse
Üç büyüklerin hemen hemen bütün Türkiye'nin takımı olmaları ve ligimizde genelde zirve yarışının bunların arasında geçmesi, rekabeti körüklediğinden ortalık her sene geriliyor. Başta medya olmak üzere bir dizi baskılar, MHK'yi ve hakemleri olumsuz etkiliyor. Her hafta sonu gündemde hakemler var. Bu hafta da öyle oldu. Cem Papila, Rize'de çok başarılı, şahsiyetli bir yönetim gösterdi. İki yardımcısının Fenerbahçe'nin bir golünü ve bir gollük atağını yanlış bayraklarla kesmesi dolayısıyla sarı-lacivertli cephe veryansın etti. Takımın kötü futbolu, Daum'un hataları, son dakikada amatörce yenen gol hiç önemli değildi. Bülent Demirlek, BeşiktaşGençlerbirliği karşılaşmasını genelde çok iyi yönetti. Öncelikle zor atmosferde cesur ve objektifti. Eyyamcı meslektaşlarının yaptığı gibi deplasman takımını sindirecek düdükler çalmadı, gereksiz kartlar göstermedi. Ama Sergen'e yapılan penaltıyı süzemeyince beklendiği gibi Beşiktaş cephesi veryansın etti. Tabii ilk yarıdaki kötü futbol, yenen iki hatalı gol, ikinci yarıda kaçan net pozisyonlar geçen haftaki derbide Beşiktaş lehine yapılan hakem hataları, hiç önemli değildi. Ali Aydın'ın düdüğü bırakmasından sonra bu hafta da az sayıdaki cesur hakemlerden ikisi, yine olduça ağır eleştirilerin odak noktası oldular. Gidişat hiç de iyi değil. Bunu herkes de biliyor. Ama hiçbir şey değişmiyor. Aklıma, bir şey geldi. Ya hakemler toplanıp, bir karar alarak, "Hiçbir güvencemiz yok, yalnızları oynuyoruz. Herkes istediği gibi bizi en ağır şekilde eleştiriyor. Bu yüzden sağlığımız bozuluyor. Aile yaşantımız olumsuz etkileniyor. Artık maç yönetmek istemiyoruz" derlerse neler olacağını hiç kimse düşündü mü?
|