Yol çok uzun
Galatasaray, Antalya kampında ilk hazırlık maçını Almanya 1.Ligi'nde bu sezon sıradan bir takım görüntüsü çizen Kaiserslautern ile oynadı. Devre arasındaki gelişmelerin ardından yaş ortalamasında ciddi bir düşüş yaşayan "Genç G.Saray" ilk provada olumlu sinyaller kadar olumsuz görüntüler de verdi. Yardımlaşma, dayanışma ilk devredekinden iyiydi. Pası veren son zamanlarda alışıldığı gibi "İşim bitti. Baaklım o ne yapacak?" diye arkadaşının arkasından bakmıyor, boş alana giderek top istiyordu. Bunlar güzel. Ayrıca Fatih Terim'in maç sonrası belirttiği gibi, rakibe fazla pozisyon verilmedi. Ama bunda 6 oyuncudan kurulmuş ve koşan orta sahanın rolü büyüktü. İdeal tertipte Bratu'nun yanına Ümit Karan veya Berkant'ın (Hakan Şükür'ü neden saymıyorum ki!) girişi, orta alanın temposu ve savaşçılığı için de ayrı bir soru işareti..
Rakibin gerçek yüzü Maçı izlerken Terim'in Euro-96'ya götürdüğü Milli Takım'ı hatırladım. İngiltere'deki finallerde koşan, savaşan, iyi mücadele eden bir ekipti Türkiye.. Sahanın kendi alanına doğru 2/3'ünde başarılıydı. Ama rakip kaleye yakın 1/3'lük bölümde, yaratıcılığın konuşması gereken alanda varlık gösteremiyordu. Galatasaray da Antalya'da ilk sınavında aynı görüntüyü verdi. "İyi, hoş da 2-0 kazandı" diyebilirsiniz. Almanya'da ilk yarıdaki 17 maçın 15'inde oynayan, 14'ünde 90 dakika görev yapan Tchato, son 9 haftanın 6'sında 90 dakika oynayan Mettomo, 10 maç oynayan kaptan Knavs, 13 maç oynayan Lembi gibi defansın müdavimlerinden yoksun bir Kaiserslautern'di rakip.. Hany Ramzy de sakatlığı atlatamamıştı. Savunması böylesine ağır hasarlı bir rakip karşısında Galatasaray'ın çok daha fazla pozisyon bulması gerekirdi. Zaten atılan iki gol de, yan toplarda çalışılmış organizasyonlarla değil, rakip oyuncuların Galatasaraylılar'ın önüne indirdiği hediye toplarla geldi.
Eksikleri örtmeyin Kazanmak, hazırlık maçlarına kazanarak başlamak elbette güzel.. Hele morale çok ihtiyacı olan bu Galatasaray için.. Ama galibiyetin bir tehlikesi de eksiklerin, zaafların üzerini örtmesi. Çünkü bunu özellikle bu sezon ilk yarıda çok yaşadık. Sarı-kırmızılıların en büyük eksiği orta alanda takımı çekip çevirecek bir beyin.. Galatasaray oyun kurmuyor, kuramıyor. Ergün bu rolü üstlenir beklentisi vardı, ama o da yine sol çizgideydi. Volkan'ın bu yükün altından kalkması zor görünüyor. Kulübün bugünkü şartlarında bir Hagi bulunmasını beklemek belki hayalperestlik. Yönetimiyle, teknik heyetiyle bu düşünceyi kabul ettirdiler camiaya.. Düzlüğe çıkabilmesi için önünde çok uzun bir yol olan bu takımın böyle bir beyin bulunmadan yokuşları çıkmayı geçin, virajları dönmekte bile zorlanacağı da aşikar.
|