Çocuk kalanların mekânı
İlker Eryıldız 1994 yılında başladığı oyuncak biriktirme tutkusunu 7 ay önce açtığı 'Zaman Tüneli' adlı dükkanında meslek haline getirdi.
Bir çocuğun en vazgeçilmez arkadaşı, hiçbir zaman yanından ayırmadığı oyuncağıdır. Kız çocuklar için Barbi ne ise, erkek çocuklar için de polis arabası odur. 36 yaşındaki İlker Eryıldız için de oyuncaklar hâlâ hayatın vazgeçilmez bir parçası. İstanbul Çukurcuma'daki dükkanında en eskisi 1938, en yenisi de 1976 yılına ait teneke otomobil, itfaiye, tren, kutu, sulu boya ve kola kutuları, tablolar, plastik oyuncakları kendisi gibi hâlâ çocuk ruhlu olanlarla paylaşan İlker Eryıldız, tam bir oyuncak sevdalısı. Babasının, 1974 yılında kardeşi Soner'i kıskanmaması için aldığı polis arabasının kendisi için büyük önem taşıdığını söyleyen Eryıldız, o dönemde oyuncağa sahip olmanın ayrıcalık olduğunu dile getiriyor. Oyuncakların yaşamının her safhasında önemli bir yere sahip olduğunu belirten Eryıldız şunları söylüyor: "O oyuncakla 1984'e kadar oynamadık. Hep kutusunda saklı kaldı. Oyuncak almak o zamanlarda kolay bir şey değildi ve büyük önemi vardı. Özel günlerde kutusundan çıkarır, 10 dakika oynar kaldırırdık. Daha sonra bir itfaiye arabası aldım. Bir süre sonra ise oyuncakları biriktirmeye başladım." Oyuncakları 5 milyon lira ile 200 dolar arasında değişen fiyatlarla satan İlker Eryıldız, oyuncağa farklı bir bakış açısıyla yaklaştığını belirtiyor. Beğendiği bir oyuncağın kendisinden başka kimsede olmasını istemeyen Eryıldız, dükkanının çocuklara değil, daha çok yetişkinlere hitap ettiğini söylüyor.
OYUNCAĞI SAHİBİNE SATTIM İlker Eryıldız başına gelen ilginç bir olayı şöyle anlatıyor: "Dükkana gelen bir bayan müşteri, bir oyuncak çamaşır makinesini gördüğünde 'Bu benim' dedi. Ben de oyuncağı Kadıköy'den aldığımı, bunun mümkün olmadığını söyledim. Meğer Kadıköy'de oturan annesi temizlik yaptığı sırada oyuncağı atmış. Oyuncağı, yan tarafındaki çıkartmasından tanıdığı söyleyen bayana, oyuncağı aldığım fiyata sattım."
Neşet Tosun/HABER MERKEZİ
|