kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Bilgi ve Yaşam
    Otomobil
    Sinema
    Hobi
    Çizerler
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
İlker Sarier @ SABAH
Fax:
0212 354 34 69
 

Gereği düşünüldü!

Yargılama sonunda, kürsüde oturan hakim, "gereği düşünüldü" der. Verdiği kararın, vardığı yargının gerekçelerini açıklar, sonra "gereği düşünüldü" diyerek hükmünü verir.
Hürriyet yazarı Fatih Altaylı, aynen kendi ifadesiyle yazıyorum, "Hakkında binlerce hakaret davası açılmış bir gazeteci" olduğu halde, "neredeyse mahkeme koridorlarında koşuşturmaktan çalışmaya vakit bulamaz hale geldiği" halde, "yargı tesis eden makam" ile "davacı makamı" ayırt etmeyi bir türlü öğrenememiş...
Hukuk nosyonunun sıfır olduğu zaten biliniyordu da, insan bu kadar yargılanır da, "pratikten" de bir şeyler öğrenmez mi canım?
Kendisine, alicenap bir şekilde, "Sadece Esbank'ı savunman ile oradan satın aldığın iki villa arasında bir bağ bulunabilir mi?" şeklinde bir soru yönelttiğim için, dünkü yazısında bana şöyle cevap veriyor:
"O evleri nasıl aldığımı, taksitlerini nasıl ödediğimi, banka kayıtlarını, hepsini mahkemede öğreneceksiniz! Sizden alacağım tazminat ile de kendime yeni bir ev alacağım!.."
Üsluba ve cevaba bakın!.. Çıkıp sükunetle, "Evet oradan iki villa satın aldım ama paramla aldım. Bunun, Esbank'ın savunulması ile bir ilgisi yoktur. Olamaz da... Zeytinoğlu ailesi savunulması gereken bir aile olduğu için savundum" demek yerine, kullandığı yönteme dikkat edin...
Kaldı ki, Zeytinoğlu ailesi haksızlığa uğramış bir aile de olabilir. Başka bazı aileler gibi...
Yukarıda söylediğim gibi Altaylı, kendisini "yargı merciinin", yani davaya bakacak hakimlerin yerine koyuyor.
Bize karşı tazminat davası açacakmış... Hakimler de, hemen onun haklı olduğuna hükmedeceklermiş, sonra da bize ceza vereceklermiş, beyfendi de o parayla kendisine yeni bir ev alacakmış...
Hukunun "ruhu" açısından bakıldığında, böyle bir yazı, zımnen "yargılama sürecini ve yargı merciini en azından hafife almak" anlamına gelir.
Fakat Fatih Altaylı bunu düşünemiyor çünkü fena öfkelenmiş! Hakimlerin de kendisi gibi öfkeleneceğini zannediyor. O öyle yazdı, öyle uygun gördü diye bizim tazminat cezasına çarptırılacağımızı düşünebiliyor.
Bilmediği ve hesaba katmadığı bir şey var. Ben gazeteciyim ama aynı zamanda "hukuk eğitimi" almış biriyim.
Neyin "cezayı hak edecek" tutum ve davranış olduğunu hesap edecek durumdayım, en azından bir miktar hesap edebilirim.
Ben gazeteci olarak...
Altaylı'nın "Zeytinoğlu'ndan iki villa satın aldığını" öğrendim ve bunu yazdım. Sonra da, hakaret etmeksizin, usulünce sordum, "Herkese hortumcu, hırsız diye saldırırken, Zeytinoğlu ailesi için savunma yazıları yazmanın bu villalarla bir ilgisi olabilir mi" dedim. Ayrıca, "Olmasını beklemem ve temenni de etmem" de, dedim...
Cezayı gerektirecek ne var bunda? Küfür mü etmişim, hakaret mi etmişim? Kendisinin herkese o şekilde söylediği ve bu yüzden mütemadiyen yargılandığı gibi, "çalmışsın, çırpmışsın, avanta yemişsin" mi dedim? Hayır!
İki villa aldın mı almadın mı?
Aldığını kendisi de yazdı. Öyleyse, nedir problem?
Problem, Altaylı'nın hukuk bilmezliğinde ve tanımazlığında, kendisini sürekli savcı ya da yargıç yerine koyma alışkanlığında yatıyor.
Kendisini eleştiren gazeteci ve yazarları "yargı tehdidi ile susturma eğilimi taşıyor" olması ise apayrı bir trajedi tabii ki...
Dava etsin bakalım, ne elde edecek? Eğer ceza yersem, bunu kamuoyuna açıklayıp yanıldığım için özür dileyeceğim.
Ama ceza yemezsem, söz versin, Altaylı da kendisini yargıç yerine koyup önceden "hüküm tesis etmekten" vazgeçecek!
Tamam mı? Not: Birileri yine kendini tarif ediyor. Bu kurumda, patron talimatıyla yazı dönemi çoktan bitti, farkında değiller...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Aile İşletmeleri ve tarihi bir ders   / 21-04-2004
 Altaylı'nın villaları   / 20-04-2004
 Tabipler Odası nereye gidiyor?   / 18-04-2004
 Türkler ve Rumlar   / 16-04-2004
 Gereği düşünüldü!   / 15-04-2004
 Gazete batıranlar bize akıl veriyor   / 14-04-2004
 Bir açıklama borcu yok mu?   / 13-04-2004
 Bir ibret vesikası!   / 10-04-2004
 Kamu bankalarında büyük hukuksuzluk   / 09-04-2004
 Türkler bizi istemiyor   / 08-04-2004
YAVUZ SEMERCİ
Körler sağırlar birbirini ağırlar
Sayın bonozedeler,...
İLKER SARIER
Hep kaderin oyunu mu?
Dünkü gazeteler, haberi birinci...
SERVET YILDIRIM
İmar komisyonun başına Fransız
İmar Bankası olayını...
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Devletin borcu artarken, borçların sürdürülebilirliği...
ŞELALE KADAK
Satın almanın yüzde 60'ını kadınlar yapıyor!
Şu sıralar,...
Gelmiş geçmiş en kötü şarkı
Müzik dergisi Blender'ın müzik alanında uzmanlaşmış editörleri,...
Kamyon sıkıştırınca ters yöne girdi 1 ölü 4 yaralı
Kamyon tarafından sıkıştırılan sürücü, paniğe kapılıp direksiyon...
Ablasına rakip oldu
Ablasına rakip oldu
Hülya Avşar'ın ardından kardeşi Helin'in de tişört işine girdiğini...
Aşk bacayı sarmış!
Aşk bacayı sarmış!
Güzelliğiyle erkeklerin başını döndüren Özlem Önal ile Yılmaz...
IMKB
E: 19,427 D:% -0.52
DOLAR
S: 1,390,000 D:% 0.36
EURO
S: 1,642,000 D:% -0.12
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Bilgi ve Yaşam | Sarı Sayfalar | Otomobil
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.