|
|
Terörün çözümüne yaklaşım
Terör eylemlerinin gerçekleşmesine yol açan düşüncenin bilinçaltına yerleştirilmiş olan gerekçesi "haksızlığa şiddetli tepki olgusu" ya da bu tür bir empozenin mevcudiyeti ise realiteye ve aktüel gelişmelere objektif bakıldığında bu illegal refleksin nedenini, "terörün tepkisinin yansımaları" olarak anlamak gerekir. Bunun karşılığında da "terör mağdurlarının yaşama haklarının gasp edilmesine duyulan tepki" söz konusudur. Karşılıklı tepkiler mevcut iken ve bu karşı tepkileri ortadan kaldırabilecek küresel, bölgesel ya da ulusal düzeylerde çözümlerin yeterince ortaya konamamış olması terör ortamı ya da kaosunun sürüp gitmesine neden olmaktadır. Küresel mahiyette "terörsel durum tespiti" yapılmalıysa, yapılıyorsa veya yapılacaksa (yapıldığı muhakkaktır) bunun ön şartı olarak bireysel ya da ulusalcı yaklaşımlardan sıyrılarak hümanistik bir yakla- şımla, çözümün gerekliliğinin her türlü kaygıdan öncelikli olduğu bir yaklaşım ya da bakış açısıyla, çözüm arayışlarına yönelinmesi halinde, realiteye, konjonktürel ve stratejik perspektiflere uygun çözümler geliştirilebilir, ortaya konabilir. Bu yaklaşımla değil de terörün yaşamasına olanak verecek yılma, bıkkınlık, bireysel can güvenliği kaygısı ya da ulusal güvenlik kaygılarıyla teröre tepki ya da hükümetlere, iktidarlara tepkiyi bir çözüm yöntemi görerek hedef olmama kaygısı ile kolaycı arayışların sergilenmesi ne gerçek çözümün yerini tutabilir, ne de kalıcılığı olur. Bu nedenle "bireysel, toplumsal ve küresel düzeyde teröre tepkiler" örtüşürse çözümde birliktelik ve kararlılık sergilenebilirse "terörün beslendiği" kaos ortamına son verilebilir.Ancak "küresel dayanışma" ve "anti-terör" arayışına paralel olarak hükümetlerin de "emperyal çıkar amaçlı hegemonya anlayışını" terk edip yalnızca terörle mücadelenin gereklerini yerine getirmesi halinde ve teröre gerekçe teşkil eden unsurların ortadan kaldırılmasıyla "terörle mücadelede mesafe kat edilebilir." Nusret AKBAYIR / İZMİR
|