|
|
|
|
Oscarlık yalanlara dikkat
Kadınlar, erkeklerin yalanlarına razı oldukça aldatılma risti artıyor. Oysa sık boğaz etmeden de erkeğinize sahip çıkabilirsiniz
Geçen cuma akşamı çok yakın bir arkadaşımın Wonna'da doğum günü vardı. Wonna, Oda Kule'nin yanında Anjeligue'in yerine açıldı. Oraya giderken hem mekandan hem de sahiplerinden ötürü mutlu oluyorum. Levent'le Berk inanılmaz pozitif, neşeli çocuklar. Hele Berk'i yazılarımı ve beni hep sevdiği ve izlediği için daha bir seviyor muyum ne.
Her neyse o akşam erkek arkadaşım iş toplantısı olduğunu ve yemeğe katılamayacağını söyledi. Herkes beni yalnız görünce "Ne o seninki nerede" diye soruşturmaya başladı. Ben de "İş yemeği varmış" deyince, "Hadi kızım sen de ilişki, milişki yazıyorsun bi de akıllıyım dersin. İnandın mı bu yalana, hangi erkek cuma akşamı iş yemeği yer" diye bana takılmaya başladılar. "Çocuklar iş yemeğinin cuması, cumartesisi mi olur? Öyle diyorsa öyledir, niye yalan söylesin" desem de onlar son sürat benle uğraşmaya devam ettiler.
Konu erkek yalanlarından açılınca herkesten ardı ardına bir sürü hikaye dökülmeye başladı. Adamlar bir gecelik kaçamaklarını ya da iş yemeği, toplantısı adı altındaki eğlencelerini örtmek için ne zorluklar çekerlermiş. Fakat bu yalan hikayeleri konuşulurken hepsinin ortak fikri hiçbir yalanın yıllar önce bana söylenen kadar mükemmel olmadığıydı.
EVE BASKIN YAPILIR Yani yalan Oscar'ı hala benim eski erkek arkadaşıma aitti. Arkadaşlarımla hala aklımıza geldikçe güleriz. Size de kısaca anlatıyım: Bir akşam erkek arkadaşımla evde oturuyorduk. "Şarap alıp yarım saat sonra geleceğim" dedi ama sabaha kadar gelmedi. Marazi bir şekilde sürekli cep telefonunu aradım, ama tabii ki kapalı. Dayanamadım sabaha karşı evine gittim. Anahtarım vardı, içeri girdim. Masada karşılıklı duran iki tabak, tabakların üzerinde birer balık iskeleti, iki şarap kadehi. Belli ki biriyle yemek yemiş. Ne olacaksa olsun diye yatak odasına dalıyorum, yalnız yatıyor. Ben deliye dönmüş sinirle söyleniyorum. "Sen dün akşam nerdeydin, kimle yemek yedin" diye.
Oda inanılmaz masum gözlerle sanki deli olan benmişim, Balıklı Rum'dan hafta sonu iznine çıkmışım gibi hayretle bana bakıyor, "Nerde hayatım, ne yemeği" diyor. "Masa, tabak, kılçık, kadeh" diyorum. Gözümün içine bakıp yine sakince "Hayatım benim evde çalışan kadınım yok, perşembe gecesi masanın bir tarafında yedim, cuma gecesi bir tarafında" diyor. Bütün bunları konuşurken birden fark ettim ki erkekleri bu hale "razı" olmak getiriyor. Diyelim ki birlikte olduğunuz erkek sürekli yalanlarını yakaladığınız türden biri, siz ne kadar affederseniz, ne kadar razı olursanız yalanlar o kadar devam ediyor. Eğer yaşadığınız kötü şeylere, yalanlara kolayca razı oluyorsanız bu ilişki için bir çaba harcamıyorsunuz demektir. Halbuki her ilişki çaba ister.
Kadınların birçoğunun başına böyle hadiseler "erkekler aldatır" durumunu kabul ettikleri, buna razı oldukları için geliyor. Ya bu deveyi güdeceksin ya bu diyardan gideceksin gerçeği nedense hep deveyi gütmek olarak anlaşılıyor. Kimse diyardan gidebileceğini hissettirmiyor. Erkekler kadınların bu razı olmuşluk halini görünce tabii ki zamanla çıtayı iyice yukarı çekip canlarının istediği gibi hareket etmeye başlıyorlar. Halbuki yaptığı ya da hissettirdiği ilk aldatmada sevdiği kadının gidebileceğini hisseden adam hiçbir gün böyle bir riski göze alamaz. Evet, adama sahip çıkın. Evet, aldatıldığınızda, yalan söylendiğinde orada olmayacağınızı gösterin ama "sık boğaz" etmeyin. Yani adam iş yemeğine gidiyorum dediğinde yarım saatte bir telefon edip taciz etmeyin. Yani sevdiğini kıskanan, sahiplenen kadınla, sık boğaz eden kadın arasındaki nüansı kaçırmamak lazım.
Her neyse arkadaşlarım bana "Sazan nasıl yedin bu cuma iş yemeğini" diye takılırlarken yaklaşık biz yemeğe başladığımızdan bir saat sonra erkek arkadaşım geldi. "Vallahi içime sinmedi, iş yemeğine ağabeylerimi gönderdim" dedi. Ben de herkese dönüp "Çocuklar mor renk hepinize pek yakıştı" dedim. Bu sürpriz beni nasıl mutlu etti inanamazsınız. Çünkü bu kadar yalan muhabbeti arasında, içimde minik kuşku kurtçukları kımıldanmadı desem yalan olur. Ama onun bu sürpriz gelişiyle insanların dolduruşuna gelip böyle şeyleri biraz bile düşündüm diye kendimden utandım.
SEKS FISILTILARI * Erkekler kadınlarda annelerini arıyormuş. Madem annenizi arıyorsunuz düzgün yerde arayın kardeşim, barda, pavyonda ne işiniz var. * Tuğba Özay, "Aşksızlıktan zayıflıyorum" demiş. Yaşasın kadınlar, onlar aşksızlıktan bu haldeyse rejime falan gerek yok siz nasıl olsa zayıflarsınız. * Okan Bayülgen yeni bir dizide dadı olacakmış. Tabii onun bu sakin yumuşacık alttan alan durumuna da ancak dadılık yakışırdı.
Ayşe
|
|
|
|
|
|
|
|
|