|
|
Haydi kızlar okula...
Genç nüfuslu ülkemizin en önemli sorunlarından birincisinin eğitim olduğu sıkça tekrarlanıyor; ancak, eğitim sorununun neleri içerdiği, ne yönde geliştiği, eğitime kimlerin katkısı olduğu ve ne gibi değişimlerin üzerinde çalışıldığı yeterince tartışılıp irdelenmiyor. Türkiye genelinde okullaşma oranı, son yıllarda görülen artışlarla %90'lara doğru ilerlerken, Milli Eğitimcilerin, "hedefimiz, %100'ü yakalamak" demeleri, bize sağlıklı bir ilerleme olarak görülüyor. Okula kaydolmayan %10 civarındaki çocuğumuzun çoğunluğunu, kızların oluşturması da bizim ayrıca üstünde durmamız gereken bir konu. Bu sorunu yüzeysel bir bakışla incelediğimizde okullaşmama nedenlerinin başında, ekonomik sorunların geldiği görülüyor. Sosyal bilimler açısından soruna bakarken, yalnız bu nedenle yetinmemiz mümkün değil. Tüm ihtiyacı olan ailelere maddi destek verilebilse kız ve erkek tüm çocukların okula gönderilmesi sağlanabilir mi? Sorunu biraz daha dikkatle incelediğimizde; ailelerin ekonomik zorluklarla baş etmelerine yardımcı olunsa bile çocuklarını, okula göndermeme nedenleri olarak ülkemizdeki "tutumlar" ile "örf ve adetler" çıkıyor karşımıza. Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı ile UNICEF işbirliği ve onlara destek olan sivil toplum kuruluşlarının da katkısıyla "Haydi Kızlar Okula" kampanyası başlatıldı. Toplumun genelinde kızların okumasının öneminin vurgulanması ve tüm çocukların okullaşması için çalışması gereken sorumlu kişiler, sadece Milli Eğitim içinde bulunanlar olmamalıdır. Çocuğunu okula göndermeyenlerin 8 yıllık temel eğitim kanunu kapsamında izlenmesi için yardım alınması, mahallelerde muhtarların bu durumu izlemeleri için üst makamlar tarafından bilinçlendirilmeleri gerekir. Eğitimin önemine inanan ço- ğunluğun, eğitime uzak duran azınlığa yol gösterebileceği ortamları medya yardımıyla sağlamanın yolları araştırılmalıdır. Çaresizliği kıran ve zor şartlara rağmen başarılı eğitimler alan ki- şilerin, başarı öykülerini inceleyip öven programların yapımı sağlanmalıdır. Ailelerin "Çocuk benim, severim de döverim de, eğitime gönderirim de göndermem de" mantığını sergilemeleri hoş görülmemelidir. Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocuğun yeteneklerinin gelişmesi açısından anne-babaların yönlendirilmesini devlete öneriyor. Ailelerin yasayla, zorlamayla değil, eğitimin yararına inandırılarak ve gerçekleşmesi için olanaklar çoğaltılarak "Haydi Kızlar Okula" girişimine katılmaları sağlanmalıdır. Nüket ATALAY (YÖRET Vakfı Başkanı)
|