| |
Meclis notları
Dün Meclis'teydik... AKP ve CHP'nin TBMM grupları, 28 Mart seçimlerinden sonra ilk kez toplanmıştı... Önce iktidar grubuna kulak verdik. "Seçimin galibi" Tayyip beyin bir sözü dikkatimizi çekti: - İllerin yarıdan fazlasında, Türkiye ortalamamızın altında oy aldık... Acaba neden?.. Örgütümüzle bir araya gelip, bu konuyu tartışmalıyız.
*** Seçimin galibi bile "acaba nerede bir yanlışımız, eksiğimiz, gediğimiz oldu" diye araştırırken... CHP'nin günlerdir "bir şey olmamış gibi", hatta "seçimden zaferle çıkmış gibi" davranmasına ne demeli? Neyse, dün Meclis'te gördük ki... "Seçim yarası" soğumaya başlamış. CHP "acıyı yeni, yeni fark ediyor."
*** Kuliste CHP Bursa milletvekili Mustafa Özyurt'la karşılaştık. "Tartışıyoruz" diye söze başladı: - Dün 12 saat tartıştık... Bugün de tartışmaya devam ediyoruz. Konuştuğumuz diğer CHP'lilerin sözleri de aynıydı: - Tartışıyoruz... Tartışmakta geç bile kaldık... Tartışacağız. Bir köşede CHP Bursa milletvekili, Ankara'nın eski belediye başkanlarından Ali Dinçer oturuyordu. Senelerdir Dinçer'i hiç bu kadar "soğuk, donuk, neşesiz" görmedik. CHP'nin "barajın altında kaldığı dönemde" bile.
*** Ve TBMM'de "Kıbrıs görüşmeleri" başladı. Meclis Başkanı Bülent Arınç'a sorduk. - Siz ne diyorsunuz? Bülent bey Ocak-2003'te, "en kritik süreçte" 20 milletvekili ile birlikte Kıbrıs'a gitmişti. Yanına "harita mühendislerini bile" almıştı. Köy, köy dolaşmıştı. Siyasi parti temsilcilerini de dinlemişti, sivil toplum örgütlerinin yöneticilerini de. O süreçte, Kıbrıs'ta "yönetime tepki gösteriliyordu." Bülent Arınç "o ziyareti" anlatırken şöyle dedi: - Miting yapılıyor ama Türk bayrağı açılmıyordu... Türk askeri gitsin gibi afişler vardı... Çok üzüldüm... Ve onlara bazı şeyler söyledim. - Neler? - Dedim ki... Denktaş'ın arkasında bir kale gibi durun... Denktaş'ın elini güçlendirin... Denktaş, Kıbrıs davası için ölümü göze almış insandır... Kıbrıs'ın kitabı yazılsa, her sayfasında Denktaş olacaktır... Bunları söyledim diye o zaman adım şahine çıktı.
*** - Sayın Arınç... Ya bugün? - Dünü unutmayalım... Bir buçuk yıl önce yurtdışında başı öne eğik bir Türkiye vardı... Türkiye'ye talimat veriliyordu... Bugün ben başı dik ve gücünün farkına varılmış bir ülkenin çocuğuyum.
*** TBMM Başkanı'na "sonuç" dedik: - Bu işin sonu nereye varacak? Bülent Arınç: -Halklara güveneceğiz... Halka rağmen kimse bir şey yapamaz... Halkın dediği olur.
*** - Sayın Arınç... Tartışmaları görüyorsunuz... Bir kamplaşma var. - Annan Planı dört aşamalıydı... Rumlar müzakerelere elde var bir ile başladı... Türk tarafı ise eli mahkum başladı... Ama bugün gelinen nokta öyle mi? Ve Arınç'ın son sözleri: - Halka güvenmemiz lazım... Halk, hayır derse saygı duyacağız... Kıbrıs halkını, Türkiye'den yönlendirmeye çalışmak yanlış... Kıbrıs'ı iç siyaset malzemesi yapmak yanlış... Bırakalım, Kıbrıslı kendi kararını, kendisi versin.
*** Meclis'te bir ara "kuliste" oturduk. Etraf "ziyaretçi" kaynıyordu. Sohbet ettiğimiz milletvekillerine sorduk: - Neden bugün ziyaretçi çok?.. Gelenler ne istiyorlar? Yanıtı milletvekillerinden önce, ziyaretçiler verdiler: - İş için buradayız... İş. "Genel Kurul'da" Kıbrıs konuşulmaya devam ediliyordu. Kulisler ise "çoluk, çocuğuna bir iş arayanlarla" doluydu.
|