|
|
Hani kalite reyting almazdı?
"Avrupa Yakası" ve "Akademi Türkiye" ile bazı ekran tabuları yerle bir oldu
atv ekranlarındaki yeni sit-com "Avrupa Yakası"nın ekrana geldiği ilk gün bazı televizyon çevrelerinde "Bu dizi iş yapmaz. Çünkü 'Beyaz Türk' hikayeleri anlatılıyor" sesleri yükselmişti. Ama gördük ki, Gülse Birsel ve ekibi, içinde köy motifleri, acı çeken kadınlar ya da reytinge yönelik üstü kapalı cinsel mesajlar olmadan da bir televizyon programının iyi reyting alabileceğini kanıtladı. "Akademi Türkiye"nin seyirciyle buluştuğu ilk günlerde de benzer çevrelerden aynı çatlak sesler yankılanmıştı: "Bu kadar kaliteyi Türk halkı kaldırmaz. Bu yarışma pike yapıp, çakılır..." Ama hiç de öyle olmadı. "Akademi Türkiye"nin giderek yükselen reytingleri sonunda onu cumartesi gecesi ilk yüzde ikinci sıraya kadar yükseltti. Haydi diyelim ki, ölçümler Türkiye gerçeğini birebir yansıtmıyor. Sokakta neredeyse herkesin "Akademi Türkiye"den söz etmesini, yapım şirketine ve "Yakından Kumanda"ya her gün ulaşan binlerce EMail'i, telefonu, GSM mesajını nasıl açıklamalı? Meğer Türkiye'de ne kadar çok "Beyaz Türk" varmış!!! Bazılarının ıskaladığı bir gerçek var: Türk televizyon izleyicisi artık kalite ile yutturmaca arasındaki farkı anladı. Bunu bir türlü anlamayanlar ise halkın beğenilerini renk skalaları içine hapsetmeye çalışanlar... Televizyonun yarınlarında "ısrarla kalitenin arkasında duranlar" kazanacak. Kabul etseniz de, etmeseniz de...
|