|
|
|
|
|
|
Ruslar yeniden Putin diyecek
Bugün sandık başına gidecek Ruslar yeni devlet başkanını seçecek. Ama sonuç şimdiden belli... Zafer bir kez daha Vladimir Putin'in olacak
Rusya Devlet Başkanı Putin'in bugünkü seçimde açık ara ile yeniden seçileceği sürpriz değil. Tarihçi Stephen Kotkin, Rusya'da yaşanananların analizini yaptı. Kotkin'e göre ülkenin siyasette karşı karşıya olduğu sorun Kremlin'in kontrolü değil gizemli merkezi ve yerel güçler.
*** Seçimlerin galibi şimdiden belli
Armageddon, Averted: The Soviet Collapse adlı kitabın yazarı, Princeton Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Stephen Kotkin, Rusya'da bugün yaşananları masaya yatırıyor. Financial Times'ın hafta sonu ekinde kapak olan analize göre Rusya'nın siyasette karşı karşıya olduğu en büyük sorun Kremlin'in sıkı kontrolü değil, gizemli merkezi ve yerel güçler. İşte büyük yankı uyandıran analizin tam çevirisi...
YENİ BİR ZAFERİN EŞİĞİNDE 70 yıl boyunca gizli polis tarafından harap edilmiş bir ülke, bu polis gücünün eski bir komutanını devlet başkanı olarak seçiyor. Bir görev dönemi sonrasında bu başkan, hiç olmadığı kadar popüler ve yeni bir seçim zaferinin eşiğinde. Bu seçimden birkaç hafta önce bütün kabineyi görevden alıyor. Bu, akılcı bir adım gibi görünüyor. Ülkedeki komünistler, parlamentonun ayrıcalıklı olmasından yana ve diktatörlüğün yayılmasına karşılar. Seçim sandığında da bozguna uğruyorlar. Patron olmak isteyenler ise ülke genelinde neredeyse gasp uyguluyor ve başka bir ülkeye kaçmak zorunda kaldıklarında da milyonlarca siyasi mahkum adına kurulan NGO'lar tarafından korunuyorlar.
İşte bu Vladimir Putin'in Rusyası'nın paradoksal yapısı. Sovyetler dağıldıktan sonra özgürce gelişen bir medya, sivil toplum kuruluşları (NGO), yeni dinler ve milyarderler zemindeki çatlaklardan sızarak ortaya çıktı. Bunların çok azı güvenilir ve sağlam servet, bağımsız ve güçlü adalet ya da hilesiz bir parlamenter yönetim üzerine kuruluydu. Bağımsızlığını yeni kazanmış ülkelere miras kalan dar görüşlü devlet kurumları yeniden gruplanmaya başladı. Ve bu yönetim makamları, o çatlakları kapatmakta sorunlarla karşılaştı. Devlete ait olmayan medya kuruluşları kapatıldı ya da el kondu. NGO'lar yeraltına inmeye zorlandı, özel şirketlere el kondu, internet erişim noktalarının başına polisler yerleşti. Yeni seçilmiş elitler modern bir toplum, gelecek vadeden özel yatırımlar, kamu imarları, suç ve AIDS'le mücadele konularını yönetmenin zor olduğunu gördü.
Merkez yönetimin mevcut saldırgan hali, sadece Putin'e mal edilemez. Olay yapısal, Sovyetler'den miras. Rusya Devlet Başkanı'nın 14 Mart seçiminde beklenen açık ara galibiyeti ve Avrasya'nın geleceği için bunu aklımızın bir kenarında bulundurmalıyız. 20 yıl önce Konstantin Çernenko, böbrek yetmezliğinden ölen Yuri Andropov'un yerine gelmişti. 300 milyon nüfuslu, üç kıtada 10'dan fazla kolonisi olan, 6 milyon askere sahip, 40 bin nükleer savaş başlığı bulunan, 11 zaman diliminde faaliyet gösteren dev fabrikaların olduğu, büyük biyolojik ve kitle imha silahı deposunun 5'inci genel sekreteri (devlet başkanı). 1985'te Suudi Arabistan petrol üretimini aniden artırdı. Ham petrol fiyatlarının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük seviyesine inmesine yol açtı.
Bütün dünya güçlü lider Mihail Gorbaçov'un göreve gelişine odaklandığı bir dönemde Riyad'ın bu hareketi, olması gerekenden çok daha az dikkat çekti. Ancak Sovyetler Birliği için bu tarihi bir andı: Gorbaçov'un Perestroykasının aniden bütün nakit para kaynağının durduğu anlamına geliyordu. Sovyetler'in ham petrolü o dönemde ülke içi ihtiyacı karşılıyor ya da komünist bloku ülkelerine piyasadan düşük fiyata satılıyordu. Ancak kapitalist ülkelere satılan günde 2 milyon varil petrol, Kremlin'in kasasını dolduruyor ve stratejik teknolojileri satın almada kullanılıyordu. Fiyatlarda ani düşüş, bir felaket oldu: Perestroyka çıkmaza girdi ve fakirliğe sürüklendi. Suudiler'in bu hareketinden 6 yıl kadar sonra Sovyetler Birliği artık yoktu. Ve siz de komünizmi çökerten şeyin Polonyalı Papa olduğunu sanıyordunuz...
1980'ler dünyadaki pazar payı yüzünden, Riyad'ın kazandığı ve Moskova'nın kaybettiği bir petrol fiyatı savaşına sahne oldu. Sovyetler'in petrol gelirleri kaybı, petrol çıkarılmasındaki düşüşle daha da kötüleşti. 1990'ların ortasında Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki üretim günde yaklaşık 7 milyon varil düzeyine kadar indi. 1987- 88 döneminde bu rakam 12.5 milyon varildi. 1990'ların sonunda şaşırtıcı bir şey gerçekleşti. Rusya'nın iç ihalelerle özelleştirilen petrol sektörü, yeni yönetim ve yeni teknolojilerle dirildi. Sovyet sistemi, kendi toplumunu yarattı: Sosyal konular temelinde mükemmel, KGB gibi kurumsal alanlarda ise köklü...
KGB panzehir gibi 1918 Mart'ında, Bolşevik İsyanı'ndan sadece birkaç gün sonra gizli polis gücünün 100 kadar adamı vardı. Breznev'in döneminde KGB tam 750 bin personele ulaştı. Boris Yeltsin'in Rusyası'nda KGB, 250 bin personel kadrosuna sahipti. 1999 sonunda Yeltsin, yerini Başbakan atadığı Vladimir Putin'e bıraktı. Sosyolog Olga Krystanovskaya'nın araştırmalarına göre KGB eğitimi almış yetkililer Rusya'daki sivil yönetimlerin yüzde 25'inin başına geçti. Putin iktidara gelince adamlarını da beraberinde getirdi. Onlar da kendi adamlarını. Bu KGB'nin bir elegeçirme planı değil, kartopunun yuvarlanarak büyümesiydi. Sovyetler'in yıkılmasından sonra ortaya çıkan kaosa karşı yolsuzluk olmayan, disiplinli KGB çalışanları panzehir gibiydi.
Demokratlar gazete yöneticileri ya da akademisyen olmak için uygundu. Ancak aşırı kadrolaşmış ve işlemez hale gelmiş bir hükümet için yeterli değildiler. Ülkenin kontrolünü yeniden gizli servislerin ele geçirdiği düşüncesi tuhaf. Tuhaf olmayan ise Rusya'nın elit, özellikle de profesyonel kesiminin tavırları. Geçtiğimiz Ekim'de ülkenin en zengin adamı Mikhail Khodorkovsky'nin tutuklanması, yabancı yatırımcıların tepkisi ve uyarılarıyla karşılaştı. Ancak onun tutuklanması, iki mirasın yollarının kesişmesinin sonucu: Ham petrol ve KGB... Khdorkovsky, Çin'le Doğu Sibirya'dan geçecek bir petrol boru hattı anlaşması yaptığını açıklamıştı. Rus hükümeti ise bu alanda devlet tekelini sürdürmek istiyordu. Khodorkovsky, enerji alanında ortalıklar için Amerikalılar'la görüşmelere başladı. Rusya enerji sektöründeki payının bir bölümünü Amerikan şirketlerine satmak için de görüşmeler yapıyordu.
Rusya'nın 89 bölgesi var. Bunların her birinde mini oligarklar gelişiyor. Kimse bunları tanımıyor. Ancak onlar özelleştirmelere katılıyor, siyasi partileri destekliyor, hatta kendileri siyasete atılıyor. Göstermelik düşmanlar olan petrolcüler ve polisler ortak çıkıyor. Rusya devletini ayakta tutan şeyin "fosil yakıtı" olduğu göz önünde bulundurulursa, ortaklıkları yeni biçimler alarak da sürecektir. Reformları sabote eden üst makamların yanında Rusya'nın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike; fakirlik, zayıflık ve ordudaki yolsuzluklardır. Rusya siyasetindeki en büyük sorun ise Kremlin'in sıkı kontrolü değil, gizemli merkezi ve yerel güçlerdir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|