| |
|
|
Kral kızı Elenora ile büyük buluşma
Seyit Battal Gazi'nin babası Hüseyin Gazi rüyasında "Cafer" adında bir kahraman görür. Cafer, pehlivanlıkta Hazreti Hamza gibi güçlüdür. Hazreti Ali gibi heybetlidir. Hazreti Ömer gibi adildir. Hızır'ın atına binmekte, Hazreti Davut'un zırhını, Hazreti Ömer'in süngüsünü taşımaktadır. Hüseyin Gazi bu yiğidin kimliğini merak eder. Sonra bir rüya daha görür. Ve rüyasında "bu yiğidin, kendisinin evladı olacağı" müjdelenir.
PEYGAMBER SOYUNDAN Gün gelir, Cafer doğar. Büyür, yiğit bir genç olur. Büyür, "yiğitliği dilden dile anlatılır. Su olur akar, yel olur eser, tek başına düşman ordularını dize getirir, dolaştığı yerlerde adı söylenir. Halk arasında adı artık Seyit Battal Gazi'dir. Peygamber sülalesinden geldiği söylenir.
MALATYA'DAN SEYİTGAZİ'YE Tarihi kaynaklara göre 680-740 tarihleri arasında yaşamış. Malatya'da doğmuş, Seyitgazi'de ölmüş. Ölünce "Üçler tepesi" denilen yere gömülmüş. Sonra mezarını Alaaddin Keykubat'ın annesi Ümmühan Sultan bulmuş. Ve türbesini yaptırmış. Türbe zamanla bir külliyeye dönüşmüş.
HALK KAHRAMANI Hakkında şiirler yazılmış, romanlar yazılmış. Yaşamı pek çok filme konu olmuş. Onun için destanlar söylenmiş. Kahramanlıkları 1888'de Kazan'da kitap olarak yayınlanmış. Toplumbilimciler için Battal Gazi bir "model-örnek" şahsiyet. Zeki, cesur, yardımsever, kuvvetli... Tam bir halk kahramanı.
OKUL GİBİ Seyitgazi'deki "külliye" ilçeye hakim bir tepede. Bir zamanlar "eğitim merkeziymiş." Bugün hala "önemli bir merkez." "Hazreti Ali inanç odaklıların" buluşma yeri. Ama sadece onlar değil, "herkes" geliyor. Ve Seyit Battal Gazi bugün bile "her dinden, her inançtan, her yaştan, kadın, erkek herkesi buluşturuyor."
BOYU 2.40 Yaşamı bir "roman." Ölümü bir başka roman. Mezarına gittik. Tabutu "sekiz metre." İnanılıyor ki o "sekiz metre boyunda bir yiğitmiş." Ama bizi oraya götüren Seyitgazililer "gerçek farklı" diyorlar: - Seyit Battal Gazi'nin boyu gerçekte 2.40.
BÜYÜK AŞK Battal Gazi'nin tabutunun yanında bir tabut daha var. Üzerinde "Kral Kızı Elenora" yazılı. Biri anlatıyor ki: - Kral kızı Elenora İstanbul'da, Kız Kulesi'nde yaşardı... Battal Gazi onu aldı, buraya getirdi... Evlendiler. Diğeri anlatıyor ki: - Emevi ordusuyla Bizans ordusu savaşa tutuşurlar... Battal Gazi savaşta yaralanır... Ona aşık olan Kral Kızı Elenora, Battal Gazi'yi bir mağaraya götürür... Battal Gazi'nin yarası ağırdır, ölür... Onun öldüğünü gören Elenora da o anda kahrından ölür.
KESİK BAŞLAR Söylence çok, hikaye çok, destan çok, şiir çok. Gelen, giden, ziyaret eden pek çok. Kimi namaz kılıyor. Kimi adak adıyor. Kimi dua ediyor. Kimi, kendi inanışının gereğini yapıyor. Kimi "Çilehane"ye bakıyor. Bu sırada Külliye'de bir "bölüm" dikkatimizi çekiyor. "Kesikbaşlar" bölümü. Bu bölümde bir de "yazı" var: - 1953-1958'de restorasyon çalışmaları sırasında buradan yedi ceset çıktı... Yedisinin de başı yoktu.
ÇİLEHANE Çilehane'nin kapısı çok alçaktı. Zaten, Battal Gazi'nin mezarının bulunduğu yere açılan bütün kapılar alçak. "Eğilmek" zorundasınız. Bunun da bir "gerekçesi" var. Bize anlatıldı ki: - Seyit Battal Gazi'nin huzuruna eğilerek girilir... Onun için kapılar özellikle yüksek yapılmamıştır.
DİNLERİN BULUŞMASI Biri, Peygamber soyundan yiğitler yiğidi Müslüman Battal Gazi. Diğeri Bizans'tan gelen, güzeller güzeli, gayrımüslim Kral Kızı Elenora. Türkmen Dağları ile Yapıldak Dağları'nın arasında, bir tepede "koyun koyuna" yatıyorlar. Ve "her dinden, her mezhepten" insan gelip, önlerinde saygıyla eğiliyor. "Dinlerin ve uygarlıkların buluşması" bu olsa gerek.
|