| |
|
|
İnanamıyorum!
Olan olmuştur. Her şey apaçıktır. Gerçek bütün çıplaklığıyla ortadadır. Ama yine de insan gözlerine inanamaz. Hayal gördüğünü, bunun bir şaka olduğunu sanır. Descartes'ın Cini onu aldatmaktadır. Özhan Canaydın'ın yeniden G.Saray başkanlığına seçilmesinden söz ediyorum. Duyduğumda dona kaldım. Düşünebiliyor musunuz, F.Bahçeliler tribünde 'Adayımız Canaydın' diye pankart açıyor. Ama sarı kırmızılı delegeler yine ona oy veriyor. Soralım: Bu olay ile ANAP'ı her seçimde biraz daha eritmesine karşın Mesut Yılmaz'ın defalarca genel başkan seçilmesi arasında paralellik kurabilir miyiz? Hayır! F.Bahçeliler, BJK'liler hiiiç heveslenmesin. O duruma düşen partiler bir daha iflah olmaz. Çünkü seçmen kalıcı değildir; iktidar ister. Renk aşkı ise başkadır: "İnsan karısını değiştirir, takımını değiştirmez." Peki bu olayı nasıl yorumlamalı? Canaydın'ın başkan seçilmesi G.Saray'ın henüz tam anlamıyla karaya vurmadığını gösteriyor. Demek ki hâlâ umutları var. Bundan sonra şöyle olmasını bekleyebiliriz: 1) G.Saray gemisi karaya vurur. 2) Asalaklar, fareler gemiyi terk eder. 3) Yetenekli bir kaptan birliği sağlayıp gemiyi tekrar yüzdürür. Eğer bu model çalışırsa... Ki büyük camialarda genellikle böyle olur... G.Saraylılar'ın iki yıl daha dişlerini sıkması gerekiyor.
|