|
|
Ankaralılar Laila'yı tuttu
"Memur kentinde Laila tutmaz" eleştirisine rağmen Ankara Laila'yı açan Şefik Öztek, açılışından bugüne kadar geçen 3 haftalık performansının eleştirilere yanıt olduğunu söylüyor
Başkentin siyasi ve ticari yeni yerleşim merkezi haline gelen Söğütözü'nün tam orta yerinde... Armada İş Merkezi'nin hemen arkasında, Saklıbahçe'nin içinde... Son günlerde siyasi çıkışların da merkezi haline gelen ATO'nun tam karşısında... "Ankara'da eğlence mekanı tutmaz" eleştirilerine rağmen, Laila tüm ihtişamıyla artık başkentte... Laila'nın işletmecisi Şefik Öztek, tüm bu eleştirilere kulaklarını tıkamış ve 2,5 ay uyku uyumadan çalışmış. Birçok kişinin "Bozkırın ortası" diye tanımladığı Ankara'ya gelişinin nedeni ise; Laila markasını kanıtlamak.
BURADA HERKES ÇOK ŞIK "Ankara Laila'yı kaldırmaz", "Memur kenti, kimse gelmez" yönündeki uyarılara ise Öztek, Laila'nın açılışından bugüne geçen üç hafta içindeki performansını örnek göstererek yanıt veriyor: "Başta bu sözler bizi de tedirgin etti. Ancak Ankaralılar'ın yoğun ilgisi tüm korkularımı yok etti" diyor. Öztek, Ankara'da mükemmeli yarattıklarına inanıyor. Özellikle de "Başkentte birbirinden kopuk yaşayan çok kaliteli insanları" bir araya getirme olanağına kavuşmuş olmanın mutluluğunu yaşıyor.
Ünlü işletmeci, "Evlerinde veya dar bir çevrede yaşayan bu insanları dışarıya çıkartmayı başardık" deyip ekliyor: "Buraya gelen Ankaralılar da şaşırıyor. Geçtiğimiz gün Ankaralı bir ağabeyim bana 'Ben niye bu insanları hiç görmedim?' diye sordu. Çünkü daha önce sokağa çıkmayan insanları dışarıya çıkarmayı başardık." Öztek'in aktardığına göre, Laila'nın projesi yapılırken, kentin nüfus yapılanması da göz önüne alınmış. Yani, milletvekilleri, siyasiler, bürokratlar unutulmamış. Gözden ırak olup, eğlencenin de içinde bulunmak isteyenler için ayrı bir mekan planlanmış.
Öztek bu mekanı şöyle tanımlıyor: "Üst kattaki yerimiz hem eğlencenin içinde olup, hem de dışında kalmak isteyen, yani gözden ırak olmak isteyenler için. Bir bürokrat geldiği zaman herkesin ortasında olmak istemezse, bu üst kattaki yerimize alıyoruz." Ankara'da Öztek'i en çok şaşırtan durum ise, müşterilerin şıklığı. Öztek, "Kimseden smokin beklemiyorum. Ben de jean giyiyorum. Jean de bir şıklıktır, sadece çeki düzen verin diyorum o kadar. İstanbul'da bunu anlatana kadar yoruldum. Ankara ise öyle değil. Ankaralı kadınlar çok güzel, erkekler de çok şık giyiniyor" diyor. Büyükelçilik çalışanları, siyasiler, bürokratlar, gazeteciler ve üniversite öğrencilerin yoğun ilgisi ile karşılaştıklarını söyleyen Öztek'in bir diğer tespiti de Ankaralılar'ın yemek ve içki kültürü konusunda çok bilinçli olmaları. Öztek, "Yemek adabından eğlence tarzlarına kadar dünya çapında insanlar" diyor.
Biz maraton koşuyoruz Daha önce Ankara'nın gece hayatına yatırım yapanların başarılarının sürekli olmamasını, kısa zamanda para kazanma hırsına kapılmalarına bağlayan Şefik Öztek, kendisini "maratoncu" olarak nitelendiriyor. "Üç aylık hesaplar yapmıyoruz" diyen Öztek, başarısızlığın sadece kendisini etkilemeyeceğine de inanıyor: "Bu çalışmaya rağmen başarısız olursak, kimse bir daha Ankara'da bir çivi çakmaz." Başarılı işletmeci, Ankaralılar'ın da kendisine ısındığını şu sözlerle dile getiriyor: "Geçenlerde bir yerde otururken orta yaşlı bir bayan yanıma geldi. Boynuma sarıldı ve bana nazar boncuğu taktı. Bunu kalpten vererek 'Seni çok seviyoruz' demesi beni çok duygulandırdı."
|