| |
|
|
Bankalar ve kurye şirketleri... Ya evde yoksam?
Kurye Net'in görevlisi kapıya 'gönderiniz var' başlıklı bir kağıt bırakıp gitmiş. Gördüğümde 'Eyvaaah, yine aynı hikaye' dedim. Tahmin ettiğim gibi de çıktı. Kurye Net'i aradım. Önce firmanın reklamını yapan mekanik kadın sesini dinledim. Ardından 8-10 kere telefon çaldı. Nihayet açıldı. Evet, beklediğim gibi, İş Bankası nisanda süresi dolan kredi kartımın yenisini göndermişti. Telefondaki hanım "Not alıyorum, kurye salı günü tekrar gelecek" dedi. "Bir dakika" dedim "O gün evde olacağımı size kim söyledi?" Öyle ya, bunlar kişiye özel kartlardı, kimlik gösterip imza atmak gerekiyordu. "Biz çalışan insanlarız" dedim, "Kartı benim istediğim bir vakitte getirin." Mümkün değilmiş. Mesai saatlerinde çalışıyorlarmış. Belirli bir saat veremezmiş. Zaten bıraktıkları kağıtta da yazıyordu, "gün bazında randevu alınız" diye. Falan filan. "İyi, o zaman bankaya iade edin" deyip telefonu kapattım. Bu kaçıncı! Bizim eve ortalama olarak ayda bir böyle kart geliyor. Sadece bankalardan değil, diğer kuruluşlardan da... Ve çoğu iade ediliyor. Ondan sonra da kartı gönderen kuruluşla bir telefon trafiğidir gidiyor: "Oraya gönder, olmadı buraya gönder, peki bilmem kim alamaz mı?" Halbuki bu işin kolayı var: Hemen kurye ile göndereceğinize, önce telefon edin. Ve kartın teslim edileceği adresi belirleyin. Çok mu zor? Bence bu yöntem hızı artırır, posta maliyetini de azaltır. Kurye şirketleri de artık "gün bazında" değil, saat olmuyorsa "yarım gün" bazında hizmet verebilmeli.
|