Mikroskoptan ana kucağına
Klasik tedavilerden sonuç alamayan birçok çiftin en büyük umudu olan tüp bebek ünitelerinin baş kahramanı embriyologlar. Ankara'daki Güven Hastanesi'nin tüp bebek ünitesinde embriyolog olarak çalışan Lale Delilbaşı, "Beni en çok etkileyen mikroskoptan gördüğüm, laboratuarda üzerinde çalıştığım mikroskobik bir canlının bir yıl sonra annesinin kucağında gelip beni ziyaret etmesi oluyor" diyor.
Delilbaşı, çocuk özlemi olan anne ve baba adaylarının problemlerini kurumsal, tıbbi ve ekonomik olarak sahiplendiklerini belirterek şunları anlatıyor, "Ekip çalışması çok önemli. Biz ünitemizde konusunda uzman jinekolog, embriyolog, biyolog, ürolog, psikolog, koordinatör ve hemşirelerden oluşan uzman bir ekiple çalışıyoruz. Bebek sahibi olmak isteyen çifte yaptığımız tedavi olumlu sonuçlandığında hamileliğin başlangıcından bebeğin doğumuna kadar geçen süreç ekibimiz tarafından izleniyor."
BEBEK DOSTU HASTANE Bebek sahibi olmak isteyenlere umut kaynağı olan Güven Hastanesi, bu alandaki başarısı nedeniyle Sağlık Bakanlığı ve UNICEF tarafından "Bebek dostu hastane" seçildi. Bu seçimde hastanedeki ekibin anne ve bebeği doğumdan sonra da yakından takip etmesinin büyük payı bulunuyor.
Güven Hastanesi tüp bebek ünitesinin kadın doğum uzmanlarından biri olan Prof. Dr. Rıfat Gürsoy ise, tüp bebek operasyonunda en büyük paradoksun, üçüz, dördüz gibi çoğul embriyoların oluşması ve daha sonra aileyi sıkıntıya sokması olduğunu vurgulayarak, "Bizim ünitede en çok üzerine düştüğümüz konu bu oluyor. Tüp bebekte bir bebek, ya da ikiz doğaldır. Fakat daha fazlası aileyi hem ekonomik anlamda hem de hazırlıksız yakalandıkları için psikolojik anlamda zor durumda bırakır. Bu yüzden anne adayına transfer yaparken embriyo sayısını olabilecek en az düzeye indirmeye çalışıyoruz."
Betül Kotan
|