kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Sinema
    Çizerler
    Teknoloji
Günaydın
ON
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
ATV
 
Seçimlerin galibi şimdiden belli
Seçimlerin galibi şimdiden belli
Sovyetler'den Putin'in Rusyası'na

Ruslar yeniden Putin diyecek

Bugün sandık başına gidecek Ruslar yeni devlet başkanını seçecek. Ama sonuç şimdiden belli... Zafer bir kez daha Vladimir Putin'in olacak

Rusya Devlet Başkanı Putin'in bugünkü seçimde açık ara ile yeniden seçileceği sürpriz değil. Tarihçi Stephen Kotkin, Rusya'da yaşanananların analizini yaptı. Kotkin'e göre ülkenin siyasette karşı karşıya olduğu sorun Kremlin'in kontrolü değil gizemli merkezi ve yerel güçler.

***

Seçimlerin galibi şimdiden belli

Armageddon, Averted: The Soviet Collapse adlı kitabın yazarı, Princeton Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Görevlisi Stephen Kotkin, Rusya'da bugün yaşananları masaya yatırıyor. Financial Times'ın hafta sonu ekinde kapak olan analize göre Rusya'nın siyasette karşı karşıya olduğu en büyük sorun Kremlin'in sıkı kontrolü değil, gizemli merkezi ve yerel güçler. İşte büyük yankı uyandıran analizin tam çevirisi...

YENİ BİR ZAFERİN EŞİĞİNDE
70 yıl boyunca gizli polis tarafından harap edilmiş bir ülke, bu polis gücünün eski bir komutanını devlet başkanı olarak seçiyor. Bir görev dönemi sonrasında bu başkan, hiç olmadığı kadar popüler ve yeni bir seçim zaferinin eşiğinde. Bu seçimden birkaç hafta önce bütün kabineyi görevden alıyor. Bu, akılcı bir adım gibi görünüyor. Ülkedeki komünistler, parlamentonun ayrıcalıklı olmasından yana ve diktatörlüğün yayılmasına karşılar. Seçim sandığında da bozguna uğruyorlar. Patron olmak isteyenler ise ülke genelinde neredeyse gasp uyguluyor ve başka bir ülkeye kaçmak zorunda kaldıklarında da milyonlarca siyasi mahkum adına kurulan NGO'lar tarafından korunuyorlar.

İşte bu Vladimir Putin'in Rusyası'nın paradoksal yapısı. Sovyetler dağıldıktan sonra özgürce gelişen bir medya, sivil toplum kuruluşları (NGO), yeni dinler ve milyarderler zemindeki çatlaklardan sızarak ortaya çıktı. Bunların çok azı güvenilir ve sağlam servet, bağımsız ve güçlü adalet ya da hilesiz bir parlamenter yönetim üzerine kuruluydu. Bağımsızlığını yeni kazanmış ülkelere miras kalan dar görüşlü devlet kurumları yeniden gruplanmaya başladı. Ve bu yönetim makamları, o çatlakları kapatmakta sorunlarla karşılaştı. Devlete ait olmayan medya kuruluşları kapatıldı ya da el kondu. NGO'lar yeraltına inmeye zorlandı, özel şirketlere el kondu, internet erişim noktalarının başına polisler yerleşti. Yeni seçilmiş elitler modern bir toplum, gelecek vadeden özel yatırımlar, kamu imarları, suç ve AIDS'le mücadele konularını yönetmenin zor olduğunu gördü.

Merkez yönetimin mevcut saldırgan hali, sadece Putin'e mal edilemez. Olay yapısal, Sovyetler'den miras. Rusya Devlet Başkanı'nın 14 Mart seçiminde beklenen açık ara galibiyeti ve Avrasya'nın geleceği için bunu aklımızın bir kenarında bulundurmalıyız. 20 yıl önce Konstantin Çernenko, böbrek yetmezliğinden ölen Yuri Andropov'un yerine gelmişti. 300 milyon nüfuslu, üç kıtada 10'dan fazla kolonisi olan, 6 milyon askere sahip, 40 bin nükleer savaş başlığı bulunan, 11 zaman diliminde faaliyet gösteren dev fabrikaların olduğu, büyük biyolojik ve kitle imha silahı deposunun 5'inci genel sekreteri (devlet başkanı). 1985'te Suudi Arabistan petrol üretimini aniden artırdı. Ham petrol fiyatlarının İkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana en düşük seviyesine inmesine yol açtı.

Bütün dünya güçlü lider Mihail Gorbaçov'un göreve gelişine odaklandığı bir dönemde Riyad'ın bu hareketi, olması gerekenden çok daha az dikkat çekti. Ancak Sovyetler Birliği için bu tarihi bir andı: Gorbaçov'un Perestroykasının aniden bütün nakit para kaynağının durduğu anlamına geliyordu. Sovyetler'in ham petrolü o dönemde ülke içi ihtiyacı karşılıyor ya da komünist bloku ülkelerine piyasadan düşük fiyata satılıyordu. Ancak kapitalist ülkelere satılan günde 2 milyon varil petrol, Kremlin'in kasasını dolduruyor ve stratejik teknolojileri satın almada kullanılıyordu. Fiyatlarda ani düşüş, bir felaket oldu: Perestroyka çıkmaza girdi ve fakirliğe sürüklendi. Suudiler'in bu hareketinden 6 yıl kadar sonra Sovyetler Birliği artık yoktu. Ve siz de komünizmi çökerten şeyin Polonyalı Papa olduğunu sanıyordunuz...

1980'ler dünyadaki pazar payı yüzünden, Riyad'ın kazandığı ve Moskova'nın kaybettiği bir petrol fiyatı savaşına sahne oldu. Sovyetler'in petrol gelirleri kaybı, petrol çıkarılmasındaki düşüşle daha da kötüleşti. 1990'ların ortasında Bağımsız Devletler Topluluğu'ndaki üretim günde yaklaşık 7 milyon varil düzeyine kadar indi. 1987- 88 döneminde bu rakam 12.5 milyon varildi. 1990'ların sonunda şaşırtıcı bir şey gerçekleşti. Rusya'nın iç ihalelerle özelleştirilen petrol sektörü, yeni yönetim ve yeni teknolojilerle dirildi. Sovyet sistemi, kendi toplumunu yarattı: Sosyal konular temelinde mükemmel, KGB gibi kurumsal alanlarda ise köklü...

KGB panzehir gibi
1918 Mart'ında, Bolşevik İsyanı'ndan sadece birkaç gün sonra gizli polis gücünün 100 kadar adamı vardı. Breznev'in döneminde KGB tam 750 bin personele ulaştı. Boris Yeltsin'in Rusyası'nda KGB, 250 bin personel kadrosuna sahipti. 1999 sonunda Yeltsin, yerini Başbakan atadığı Vladimir Putin'e bıraktı. Sosyolog Olga Krystanovskaya'nın araştırmalarına göre KGB eğitimi almış yetkililer Rusya'daki sivil yönetimlerin yüzde 25'inin başına geçti. Putin iktidara gelince adamlarını da beraberinde getirdi. Onlar da kendi adamlarını. Bu KGB'nin bir elegeçirme planı değil, kartopunun yuvarlanarak büyümesiydi. Sovyetler'in yıkılmasından sonra ortaya çıkan kaosa karşı yolsuzluk olmayan, disiplinli KGB çalışanları panzehir gibiydi.

Demokratlar gazete yöneticileri ya da akademisyen olmak için uygundu. Ancak aşırı kadrolaşmış ve işlemez hale gelmiş bir hükümet için yeterli değildiler. Ülkenin kontrolünü yeniden gizli servislerin ele geçirdiği düşüncesi tuhaf. Tuhaf olmayan ise Rusya'nın elit, özellikle de profesyonel kesiminin tavırları. Geçtiğimiz Ekim'de ülkenin en zengin adamı Mikhail Khodorkovsky'nin tutuklanması, yabancı yatırımcıların tepkisi ve uyarılarıyla karşılaştı. Ancak onun tutuklanması, iki mirasın yollarının kesişmesinin sonucu: Ham petrol ve KGB... Khdorkovsky, Çin'le Doğu Sibirya'dan geçecek bir petrol boru hattı anlaşması yaptığını açıklamıştı. Rus hükümeti ise bu alanda devlet tekelini sürdürmek istiyordu. Khodorkovsky, enerji alanında ortalıklar için Amerikalılar'la görüşmelere başladı. Rusya enerji sektöründeki payının bir bölümünü Amerikan şirketlerine satmak için de görüşmeler yapıyordu.

Rusya'nın 89 bölgesi var. Bunların her birinde mini oligarklar gelişiyor. Kimse bunları tanımıyor. Ancak onlar özelleştirmelere katılıyor, siyasi partileri destekliyor, hatta kendileri siyasete atılıyor. Göstermelik düşmanlar olan petrolcüler ve polisler ortak çıkıyor. Rusya devletini ayakta tutan şeyin "fosil yakıtı" olduğu göz önünde bulundurulursa, ortaklıkları yeni biçimler alarak da sürecektir. Reformları sabote eden üst makamların yanında Rusya'nın karşı karşıya olduğu en büyük tehlike; fakirlik, zayıflık ve ordudaki yolsuzluklardır. Rusya siyasetindeki en büyük sorun ise Kremlin'in sıkı kontrolü değil, gizemli merkezi ve yerel güçlerdir.
DİĞER GÜNCEL HABERLERİ
 Usta ve çırak
 Bir Beyoğlu klasiği: Yeni Melek
 Kafa karışıklıkları kuşakların hayatını hep yokuşa sürdü
 Aerobikli, internetli, nargileli cami
 Buradaki köpekler çok şanslı
 Cengiz Han Büyükada'da
 Ünlü tasarımcıdan yeni proje
 Genel istek üzerine
 Yaradan böyle istedi
 İstanbul'u sevmezse gönül aşkı ne anlar?
 Son halifenin kitapları artık okunacak
 Bu duvarın altında Filistin halkı kaldı
 Hollanda'ya ucuz uçuş
 BM yardımını Orex taşıdı
 JAA'nin Komite Başkanı Yalçın
 Hukukun cesur kadınları
 Kısa...kısa...kısa...
 Dondurması meşhur
 Çorap derdi yok
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
MEHMET ALTAN
Akçaabat köftesi...
Hep Karadeniz ile geç tanıştığıma...
ŞERİF ERCAN
Azra'nın gözü Hollywood'da
Birkaç ay önce Dünya Güzeli...
BALÇİÇEK PAMİR
Herkes gizlice güzelleşiyormuş meğer
Sabah yönetimine...
ALİ ESAD GÖKSEL
Değişimin acısı ve tadı
Eskiden Markiz'e giremezdik...
ÖNCEL ÖZİÇER
Bu hususta anladığımdır, usta
Mason kelimesi...
AYŞE YAĞCI
Resim gibi bir şehir
Venedik'in kalbi sayılan San Marco...
ERGUN HİÇYILMAZ
Bu toprakların gayrimüslimleri
Onların dilleri, dinleri...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Geçmişi olmayan Asyalılar
Singapur-Yeni Asya'nın ada...
STELYO BERBERAKİS
İktidar da yorulur
Fiyat listesi, mönü, hatta garson da...
FİKRET AYDEMİR
Çikolata Karakterler
Masumlar sütlü,...
YASEMİN TAŞKIN
Gazetecilerin Seçimi
Roma'daki yabancı basın merkezinde,...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Tanrı'nın Mekanı
Amerika'nın bilinmeyen yüzünde katı...
Kebabın en lezzetlisi nerede yenir?
Kebap Urfa, Gaziantep ve Adana'da mı yenir, yoksa İstanbul'da mı? Sabah...
Caddenin değişmeyen adresi
Bağdat caddesinin klasiklerinden Carpe Diem Cafe-Bar ve Restaurant olarak...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Hava Durumu Spor | Günaydın | Televizyon | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City

   
    Copyright © 2003 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.