| |
Bu girdaptan nasıl kurtuluruz?
DİE'nin hane halkı işgücü anketi yayınlandı.. Durum hiç parlak değil.. İşsizlik oranının yüzde 11'den yüzde 10.3'e düşmesi bir şey ifade etmiyor.. Çünkü çalışan nüfus azaldı.. 2002'de 21 milyon 658 bin kişi çalışıyordu.. 2003'te bu sayı 20 milyon 811'e düştü.. Hem işsizlik oranı azalıyor, hem de çalışan sayısı.. Peki bu nasıl oluyor? Düşündürücü olan, korkutucu olan bu sorunun yanıtı.. İşgücü azaldı.. Çalışma çağındaki nüfusun yüzde 47.1'i çalışıyor, yüzde 52.9'u evde oturuyor.. İnanılmaz bir oran.. Aslında bu yüzde 47.1 de çalışmıyor.. Çalışmak istiyor.. Çünkü yüzde 47.1'in yüzde 10.3'ü de işsiz.. İş arıyor.. Yani çalışacak durumda olan 49 milyon 250 bin kişiden sadece 20 milyon 811 bini çalışıyor.. 28 milyon 439 bin kişi hazır yiyor.. Girmek istediğimiz AB'de böyle bir ülke var mı? İstihdam yaratılmadığı için çalışabilir nüfusunun yarıdan fazlasının evde oturduğu bir başka ülke var mı? İşgücüne katılma oranlarından birkaç örnek.. Almanya: yüzde 72.3, Hollanda: yüzde 76.3, İtalya: yüzde 62.1, Fransa: yüzde 68.6, İngiltere: yüzde 77.8. Peki ya biz? 47.1.. Uçurum büyük.. Bu nedenle yüzde 10'luk işsizlik oranı bizi kandırmasın.. Kimse İspanya'da yüzde 11, Almanya'da yüzde 9.4, Fransa'da 9.3, ABD'de bile yüzde 6.4 demesin.. ABD'de işgücüne katılma oranı yüzde 78.8.. Çalışabilir nüfusun sadece yüzde 21.2'si evde oturuyor.. İşgücüne katılmıyor.. Bizde ise yüzde 52.9'u.. Almanya'da da işsizlik oranı yüzde 10'larda ama bu yüzde 10, bizim yüzde 10 gibi değil.. Orada yüzde 72.3 oranında işgücüne katılım var.. Bunun yüzde 9.4'ü işsiz.. Bizde ise katılım zaten yüzde ellinin altında.. Bunun bile yüzde 10'u işsiz.. İşte Türkiye'nin en büyük sorunu bu.. Yatırım yapamıyoruz, istihdam yaratamıyoruz.. Çalışan nüfus her geçen gün azalıyor.. Enflasyon düşüyor, tek haneyi gördü ama bu rakamlar, bize durumun 2002'den daha kötü olduğunu gösteriyor.. Aslında bu göstergeler siyasetin neden tek merkeze yöneldiğini de açıklıyor.. İçine düştüğümüz girdap son bir iki yılın eseri değil ki.. 10 yıldır birbirleriyle didişmenin dışında politika üretmeyen, günü idare etmekle yetinen partilerin eseri.. Siyasetçilerin eseri.. Seçmen zaten onlara faturayı kesti.. Gördüğüm kadarıyla yeni bir fatura daha kesmeye hazırlanıyor.. Bir sorum da yeminli AB karşıtlarına.. Türkiye, AB'ye sırtını dönerek bu sarmalı nasıl kırar, nasıl istahdam yaratır? İçgücüne katılma oranını nasıl yüzde 65'lerin üzerine çeker? Tarım toplumu olmaktan nasıl kurtulur? Yanıtı zor sorular değil mi?
|