|
|
|
|
Onca acıdan bir hayat çıkardılar
Çocukluklarını yetiştirme yurtlarında geçiren, genç yaşlarında hayatın tüm acımasızlıklarını gören Serhat ve Tuğba, tesadüf eseri tanışarak evlenmeye karar verdiler. Memur sınavında tanışıp evlenen çift, eşyaları olmadığı için birlikte oturamıyor. "Bilmediğimiz sevgiyi çocuklarımıza vereceğiz" diyorlar.
Serhat Sağlam ve Tuğba Koçak birbirlerinden habersiz geçirdikleri yıllarda hep aynı kaderi paylaştılar. Aileleri tarafından küçük yaşta yetiştirme yurtlarına verilen gençler, yurtların soğuk koridorlarında geçirdikleri zorlu yılların ardından, 3,5 ay önce İstanbul'da bir sınavda tanıştılar. Birbirlerine ilk görüşte aşık olan ve evlenmeye karar veren çift, 26 Şubat'ta bir ömür birbirlerini sevmeye ve birbirlerine destek olmaya söz verdiler.
ANNESİ YURDA BIRAKTI Bir evleri ve evlerini döşeyecekleri eşyaları olmadığı için evlendikleri günden beri ayrı yaşayan çifte, Büyükçekmece'de Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bir lojmanı çıktı. Çift şimdi sıcak yuvalarına alacakları eşyaların ve birlikte geçirecekleri yılların hayalini kuruyor. Çankırı doğumlu olan 24 yaşındaki Serhat Sağlam, ailesi tarafından neden yetiştirme yurduna verildiğini bilmiyor. Kendisine anlatılanlardan hatırladığı kadarıyla 2 yaşında annesi tarafından yurda verildiğini söyleyen Serhat, annesinin ilk evliliğinden olan kızını daha çok sevdiğini ve koruduğunu anlatıyor. Ferhat adında bir ikizi ve 21 yaşında Turna adlı bir kızkardeşi olan Serhat, "Ferhat ve ben 7 yaşına kadar Bakırköy Yetiştirme Yurdu'nda kaldık. Kız kardeşim ise babamla kaldı. Sonra kardeşimle beni ayırdılar. Ben Yakacık Yetiştirme Yurdu'na, kardeşim Küçükyalı Yetiştirme Yurdu'na gitti. 6 yıl sonra da Büyükçekmece Yurdu'na gönderildim. 5 sene de burada kaldıktan sonra 18 yaşımı doldurduğum için sokaklarda yaşamaya başladım" diyor.
ÇOK KÖTÜ GÜNLERDİ İlkokulu bitirdiğini ve daha sonra okumadığını söyleyen Serhat, yurtta büyümenin çok zor olduğunu belirterek, "Yurttan sonra uzun süre bir arkadaşımın kayıkhanesinde yatıp kalktım. Günübirlik işler yapmaya başladım. Sonra askere gidip geldim. Askerden sonra polis akademisi sınavlarına girdim. Ancak kazanamadım. 3,5 ay önce ise Milli Eğitim'in açtığı kadrodan işe girdim." 21 yaşındaki Yozgatlı Tuğba ise, 7 yaşında iken yurda verildi. Annesi ve babası ayrıldıktan sonra, babasının kanserden ölmesi üzerine çocuklarına bakamadığını söyleyen annesi onu ve kardeşini yetiştirme yurduna gönderdi. Kardeşi Tufan ile birlikte Sincan Çocuk Yuvası'nda kalmaya başlayan Tuğba burada ilkokulu bitirdi. 5 yıl sonra kardeşi ile yolları ayrıldı ve Gazi Yetiştirme Yurdu'nda kalmaya başladı. 3 sene de burada kalan ve ortaokulu bitiren Tuğba, "Yurt yılları çok iğrençti. Hatırlamak bile istemiyorum. İçe kapanık olduğum için hiç arkadaşım yoktu" diyor.
ÇOK İYİ ANLAŞIYORLAR Tuğba, bir gün takvim kapağında gördüğü koruyu aile reklamından esinlenerek, koruyucu aile yanında kalmaya karar verdiğini anlatıyor. "Çankaya'da bir ailenin yanında kaldım. 4 yıl sonra manevi babam vefat edince manevi annem İstanbul'a taşındı. Beni kardeşinin yanına Bostancı'ya gönderdi. Burada da 5 yıl kaldım. Bazı zamanlar anneannem ve halamın yanına gidip geldim. Tekstil işlerinde çalıştım." Birbirlerini en iyi yine birbirlerinin anlayabileceğini söyleyen çift, "Çocuklarımızı sevgiyle büyüteceğiz. Biz hayatımız boyunca sevgi ve ilgi görmedik ama çocuklarımız böyle büyümeyecek. Birbirimizi çok seviyoruz" diyor. Evlendiklerinden bu yana ayrı yaşayan çifte, Milli Eğitim'den bir lojman verildi. Çiftin şimdi en büyük hayali oturacakları lojmana eşya alabilmek. Bir ipliklerinin dahi olmadığını söyleyen çift, tüm olumsuzluklara rağmen geleceğe umutla bakıyorlar.
Zeynep İŞMAN-MERKEZ
|
|
|
|
|
|
|
|
|