Alamancılar!
Sanki; Adana'dan gelen Fatih Terim isimli delikanlı, İstanbul'un yaşam kültürüne ayak uydurabilmiş miydi?.. Ne uydurması canım; İstanbul'a geldiği ilk günlerde Şişli'de gittiği gece kulübünde, önüne konulan viskiyi yere atıp, "Delikanlı adam rakı içer" diyerek gece kulübünü birbirine katmamış mıydı? Dahası... "Maçın varken gece yarısı senin burada ne işin var" diyen Galatasaray üyesi emniyet müdürünü evire çevire dövüp hapishaneye düşmemiş miydi?. Şunu anlatmaya çalışıyorum: Adana'dan gelip İstanbul'daki değişim sürecinde böylesine kültür şoku yaşayan Fatih Terim, bugün Almanya'dan gelip Türkiye'ye ayak uyduramayan 3 genci acımasızca sorguluyor. Gece kulübüne giden ve Türk kültürüne uygun dans eden Ümit Karan'ı yok sayıyor. Dürümcüde sevgilisinin yanağından masum bir öpücük alan Volkan Arslan playboy ilan ediliyor. En komik olanı da Berkant Göktan'ın başına gelenler. Hadi diyelim ki, bu olaylar bu çocukların başına Bundesliga'da oynarlarken gelseydi ne olurdu? Ne olacak, gülüp geçilirdi. En çok gülünen de Ümit Karan'ın dansı olurdu. Efendim, biz Türkler'in bir sözü vardır. Bahane ararsak, gözünün üstünde kaşın var deriz. Gerçek şu: Ümit Karan profesyonelce davrandı. Yani; Türk olmasına rağmen bir Alman gibi para hesabı yaptı ve Galatasaray'ın verdiği parayı kabul etmedi. Berkant Göktan ise sezon sonu için Beşiktaş'la anlaştı. (Eh böyle olunca, bahane aranacaktı. Güzel bir bahane de bulundu. Gece olayı kullanıldı ve Alman gibi yaşayan 3 çocuk Türk gibi ceza gördü.)
Bu tam bir kültür şoku Asıl sorun şu. Bizim çocuklarımız gerçek anlamda kültür şokunu çözemediler. 20 yıl önce Erhan Önal, İlyas Tüfekçi ve Erdal Keser'le başlayan bu Alamancı kültürü bugün İlhan Mansız, Ahmet Dursun, Serhat Akın, Ümit Davala ile devam ediyor. Araştıralım, tartışalım; Almanya'dan gelen ve ikinci kuşak dediğimiz bu çocuklarımız ülkelerinde sevilmiyorlar. Daha acısı, geldikleri ülkede de daha acısını yaşıyorlar. Sözün özü şu; Galatasaray'da yaşanan olaylara, "Gece kuşları gece kulübünde basıldı" gözlüğü ile bakmak ve onları kapının önüne koymak Türk gibi basit bir çözüm. Ama asla çağdaş bir çözüm değil. Şunu anlayalım; Bu çocukları bu noktaya getiren Türk-Alman kültüründeki dejenerasyon. Peki biz bu çocukları anlamak için niye yardım eli uzatmadık. Bir şey daha var; 'Doğru söyleyeni 9 köyden kovarlar' atasözünün sahibi biz Türkler, şimdi de doğru söyleyen Mircea Lucescu'yu çarmıha gerdik. Bir olayı anlatabilmek için, Almanlar'ın kullandığı, "Türk gibi davranmak" deyimini kullandığı için az kalsın Cristoph Daum'u yok ediyorduk. Ne diyelim ki! Ankara'da Beşiktaş'ın bir golü iptal edildi, bir penaltısı verilmedi, faullerle dayak yedi. Bütün bunlara göz yuman Hakem Bülent Uzun'u kahraman ilan eden Türk futbol medyasına saygılar! MESAJ: Karşılıksız çek vermekten hapis yatan Sayın Yüksel Günay, senato olarak kabul edilen Fenerbahçe Divan başkanlığına seçildi. Hayırlı olsun efendim!!
|