kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
  » Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Roman falan okumam ben, tasavvuftan besleniyorum...
Yedi kıtaya yayılacak bir beste peşindeyim
Roman falan okumam ben, tasavvuftan besleniyorum...
Sezen'in saklanması çok doğal çünkü yıprandı
Popstar jüriliği teklif edildi, kabul etmedim

Roman falan okumam ben, tasavvuftan besleniyorum...

Benim hayatım zaten roman olduğu için başka hayatların romanı beni ilgilendirmiyor. O yüzden sadece tasavvuf kitapları okurum; İbni Arabi, Mevlana, Geylani... Huzur veriyor, insan olmayı öğreniyorum ama başarmış değilim".

Sezen Aksu'nun 'Su Gibi Aktı Yılları'ndan, Aşkın Nur Yengi'nin 'Hesap Ver'ine, Gülben Ergen'in 'Abayı Yaktım'ından Zerrin Özer'in seslendirdiği 'Kıyamam'a 300'ü aşkın unutulmaz şarkının bestecisi ve söz yazarı Şehrazat, 35'inci sanat yılını kutluyor. Dile kolay; tam 35 yıl.. Geçtiğimiz çarşamba akşamı tüm şarkılarının söylendiği bir gecede kutlama yaptı Şehrazat; hem dostları ve hem şarkılarını yorumlayan Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Zerrin Özer, Sertab Erener gibi sanatçılarla çıktı sahneye.

Gecenin hemen ertesinde konuşmak istediğimde çok yorgundu ama gurur ve mutluluk daha ağır basıyordu. Nasıl olmasın! Türkiye'nin starları ona tapıyordu, bir ilahmış gibi etrafında dolanıyorlardı. Yaşarken değer görüyordu pek çoğunun aksine... Bundan önemli bir şey var mıydı ya! 35 yıla şarkıların dışında neler sığdırdığını merak ediyordum; etrafında bu kadar dostu nasıl biriktirdiğini öğrenmek istiyordum. Israrıma dayanamadı ve gece 21.00'de de olsa evinin kapısını açtı. "Şehrazat Hanım, sabahları afyonunuz patlayana kadar yanınıza yanaşılmazmış. O yüzden bu gece olsun diye ısrar ettim. Şanslı sayılır mıyım?" dedim. "Şanslısın, afyonum patlak şu anda" dedi. Ben de onu bir filozofu dinler gibi dinledim...

* Bütün sevdikleriniz ve şarkılarınızla sahnedeydiniz. İnsan ne hissediyor?
İnanılmaz bir duygu. Çünkü kocaman bir seyirci enerjisi oluşuyor ve bu enerji sahneden çıkıyor, oradaki misafirlerimizin içinden geçiyor. İnanıyorum ki beni uzun yıllar ayakta tutacaktır ve çok motive edecektir. Belki daha güzel şarkılar üretmeme vesile olacaktır.

* 35 yıla dönüp baktığınızda mutsuzluklar, kırgınlıklar, mutluluklar, doyumsuzluk; ne ağır basıyor daha çok?
Kırgınlıkların olmadığı bir hayat düşünebiliyor musunuz? Tabii ki benim kırılmışlıklarım, mutlu yıllarım, mutsuz yıllarım oldu. Ne kadar bir burjuva kızı da olsam, hatta burjuvanın biraz üstünde de olsam; neticede insanın ne annesi, ne babası ömür boyu baki kalıyor. Ben çok genç yaşta kaybettim annemi, babamı. Dolayısıyla kendi yaşam savaşımı çok genç yaşta başlattım. Korkunç bir saltanattan sonra hayatın gerçekleriyle karşılaştım ve yıllarca mücadele verdim. Niye yalan söyleyeyim, kendimle çok iftihar ediyorum. Tek başına bir genç ve çok güzel bir kadın olarak bunu başardım. Hem de maddi ve manevi güdümlenmeden; tamamen Allah'ın bana vermiş olduğu kabiliyet ile bir yere gelebilmişliğin bana verdiği onuru yaşıyorum.

3.5 AYDA BU OLMAZDI!
* Yaşarken değer görmek çoğu sanatçı için geçerli değildir; şanslı görüyor musunuz kendinizi?
Mümkün olabildiğince doğru yoldan gitmek için verdiğim mücadelenin bence bir mükafatıydı dün gece. Demek ki insan doğruyu kovalarsa, doğru yaşamaya çabalarsa; o bir şekilde size geri dönüyor. Bu 3.5 ayda olmazdı ama; 3.5 ayda gelen bir şey, dün akşamki getiriyi getirmezdi.

* Sizinle tanışanlarda bir filozof ya da bilge etkisi yaratıyorsunuz. 35 sene her insana bunu yüklemiyor çünkü, bunun sırrı nedir?
Zaten 35 ya da 40 yıl insana böyle bir birikim getirseydi, dünyada hiç problemimiz olmazdı, dünya cennet olurdu. Ama arkadaşlarım böyle olduğunu söylüyor. Ben bunun farkında değilim ve bilerek asla yapmıyorum.

* Yaşlanmaktan korkmuyor musunuz?
Hayır. Kendimi terbiye ediyorum. Allah'ın kanunu. Ne yaparsanız yapın, bu mutlak bir son. Ben olduğum gibi görünmeyi seviyorum. Ben kendimi sık aynada seyrediyorum. Bir insan evriminin nereden başlayıp, nereye gittiğini seyrediyorum. Allah'ın ilahi nizamını seyrediyorum. Fiziksel güzelliklerin iddiasından geçeli 15 sene oldu. Ben çok güzel olmanın da ne demek olduğunu dolu dolu yaşamış bir kadınım, çünkü çok güzeldim. Güzelliği yaşadım, ona doydum. Mesela 10 senedir makyaj da yapmıyorum ve ölene kadar da yapmayacağım. Gençlik yıllarımda o kadar çok makyaj yaptım ki, şimdi o malzemelere baktığımda inanın içim kalkıyor.

HAKİKİ DOST DOKTORDUR
* Felsefeyle ilgileniyor musunuz?
Ben çok tasavvuf okurum. Roman falan okumam. Benim hayatım roman olduğu için, başka hayatların romanı beni hiç ilgilendirmiyor. Kendi hayatımdan daha çok roman yapılabilir bir hayat düşünemediğim için, başka hayatların romanları beni hiç ilgilendirmez. Çünkü benim hayatım bana göre en müthiş romandır. Ayrıca tasavvuf okuyunca huzur buluyorum.

* Ne okuyorsunuz?
İbni Arabi okurum, Hallaç Mansur okurum, Mevlana okurum, Abdülkadir Geylani, Yaşar Nuri Öztürk okurum. Okuyabildiğim kadar okurum.

* Bestelerinize kadar aşık olunmasının nedeni bu mu?
Olabilir. Beslendiğim her kaynak bana müzik olarak geri dönüyor. Bu illa tasavvuf olacak diye bir yok. Eğer ben onunla da besleniyorsam, tabii ki onun da yansımaları oluyordur. Ama bilinçli olarak yapmıyorum. Ben tasavvuf okurken, tasavvuf araştırırken kendimi çok mutlu, insan gibi hissediyorum. İki ayaklı hayvan değil, insan! Ve onun ötesinde de insan olmayı öğreniyorum. Hâlâ başarmış değilim.

* Nedir peki ulaşmak istediğiniz?
Nefsinizden ve egolarınızdan uzak durmayı başarmak. Nefsinize hakim olabilmek ve egonuzu bastırmak. Bu çok zor bir şey. İnsanoğlunun verebileceği en büyük savaştır bu. Zaten muvaffak olabilenler de Mevlanalar gibi, Abdülkadir Geylaniler gibi çok büyük velizatlar olmuşlardır. Onlara imreniyorum.

* Bu yüzden mi başı her sıkışan sizin evinizde huzur arıyor? Kaset skandalı patladığında Gülben Ergen'in ilk geldiği yer de sizin evinizdi. Tedavi edici bir yanınız da var sanırım...
Hakiki dost, dostun en büyük doktorudur. Dolayısıyla tababetin aciz kaldığı yerde sevgi devreye girer. Dolayısıyla biz arkadaşız, birbirimize ihtiyacımız olduğu zaman, hiç kimse bir dakika tereddüt etmez. Zaten dostluk da budur. Bu camiada bu dostluğu yakalamak inanın çok ama çok zordur. Biz birbirimizi de yeriz ara sıra, biz de etten kemikteniz ama dostluğumuza hiç halel gelmez.

Şirin SEVER

DİĞER GÜNAYDIN HABERLERİ
 Tiyatroda işkence izlemek ister misiniz
 İncelten Çikolata
 Metroseksüellikten sonra bootism furyası
 Artık bronzlaşmak 6 saniye
 Demet'in Fransız kopyası
 Barlaslar'la pazar keyfi
 Sürgündeki sesin dönüşü
 Türk resim sanatının devleri aynı müzayedede
 Kör Agop Meyhanesi 66 yaşında
 Menderes'in yasak aşkı sahneye çıktı
 Aşkın üç anahtarı
 Sevgi Sözcükleri
 Sofranıza renk katın
 Regl döneminde de bakımlı olmak için
 'EX'lerine döndüler
 Artık damatların da dergisi var
 İnsan ruhunun gramajı var mı?
 Haftalık Keyif Rehberi
GÜLSE BİRSEL
Soğukalgınlığının psikolojik izdüşümleri!
Gördüğünüz...
AYŞE TÜTER
Pırasalı krep
Yumurta, un ve sütü çırpıp, krep hamuru...
Kubilay'a dikkat!
Bakırköy'de Kubilay sahte isimli bir genç tatlı dilini ve şıklığını...
Yüzerek yardım getirdi
Adapazarı'nda yolcu midibüsü dereye uçtu. 9 kişiye mezar olan araçtan...
Kar gidiyor yağmur geliyor
Kar yağışı kuzey ve doğu bölgelerinde devam edecek. İstanbul'da ise...
'Firuze' sinemalarda
'Firuze' sinemalarda
Son zamanlarda yapılan en kaliteli yerli filmler kervanına 'Neredesin...
Moda Polisi
Moda Polisi
Avrupai tipi kurtarmış.
Daha çok spor giyinmeyi seven Mine...
Jones'un kötü kaderi
Jones'un kötü kaderi
Ünlü sinema yıldızı Catherine Zeta Jones'un başı Nicole...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.