Maça hazırlamak
Mentör gerek demiştim Sabah Gazetesi'ndeki ilk günlerimde. Bir, bir buçuk yıl kadar önce. Maçtan maça oyuncuları mental (kafa) olarak hazırlayacak. Yönetimden de yanıt gelmişti. "Lucescu istemiyor, kendi yüklenmek istiyor bu işi" diye. Hatırlayın Beşiktaş-Samsun maçındaki gerilimi. Yıllardır maç seyrederim bu kadar anlamsız "agresiflik" görmedim! Seyirciden futbolcuya, futbolcudan seyirciye, teknik heyete kadar herkesin bu kadar olumsuz yönde etkilendiği bir başka maça daha şahit olmadım. Antep'te oynanan kupa maçında ise Samsun maçının tam tersi bir görüntü sergiledi Beşiktaş. Antep'te kuzu gibi, saldırmayan, pres yapmayan daha doğrusu "pres gücünü yitirmiş" bir Beşiktaş gördük. Anlayacağınız "kafa olarak" hazır değildi Beşiktaş Samsun maçında. Hakem de boş durur mu? Eline "fırsat" geçti ya, o da "elinden geleni" yaptı. Gerilimi artırma adına. Halbuki tempoyu düşürebilirdi "isteseydi". Ve biz bu hakemi kahraman yaptık! Hakeme itirazım bu yönde. Yoksa "komplo teorileri" üretenler kervanına katılma niyetinde değilim. Beşiktaş önce kendini tahlil etmeli. Bu gereksiz gürültünün sebebini araştırmalı. Tepeden tırnağa; yöneticisinden menajerine, futbolcusundan teknik adamına kadar. Lucescu "mental işini ben çözerim" demişti ya. Bugünkü görüntüsü ile sanki kendisinin ihtiyacı var gibi.
Beyler biraz Dikkat Beşiktaş yaralarını süratle sarmalı. Kulağıma gelenler hiç hoş değil. İç çekişmeler bir kenara bırakılmalı. Bu aşamada kimin haklı olduğu da önemli değil. Böyle giderse Beşiktaş "çok yara alır". Takıma zarar verecek beyanlardan kaçınarak; soğuk kanlı düşünmek ve öyle hareket etmek gerek. Beşiktaş şimdi çok önemli 4-5 haftaya giriyor. (Yarın) Bursa deplasmanı ile başlayıp Valencia maçı ile devam edecek olan. Belki klasik olacak ama "birlik ve beraberliğe her zamankinden daha çok ihtiyacı var Beşiktaş'ın".
|