| |
|
|
'Karadeniz Fırtınası'nın muhteşem öyküsü
Nihat Genç'in Memleket Hikâyeleri'nde muhteşem bir anekdot vardır. 'En Büyük Taraftar' adlı bölümde anlatır: Trabzonspor Göztepe ile deplasmanda oynayacaktır. Berabere dahi kalsa takım şampiyon olacaktır.
Bordo mavili 'uşaklar' Trabzon'dan yola çıkar. İzmir'e bir fetih grubu gibi inerler. Maçtan önce çarşıda dolaşırlar. Karadeniz kökenli esnaf bu fanatik, bu deli grubu bağrına basar. Kimi yemek verir, kimi içecek.
Bu arada dükkânından fırlayan bir Karadenizli, "Gelin, gelin, yağmalayın... Dükkân sizin... Ne isterseniz alın" diye ortaya atılır. Bizimkiler hurra dalar. Burası bir tuhafiyecidir. Uşaklar işlerine yarayacak, yaramayacak ne varsa, kadın donları da dahil, alıp götürürler.
*** Hakan Kulaçoğlu'nun derlediği Fırtına, İhtilal, Efsane: Trabzonspor (İletişim Yay.) adlı kitabını görür görmez aklıma bu olay geldi.
Hemen kitabı açıp baktım. Çok güzel bir derleme. Kimler kimler anlatmış Trabzonspor'u... İşte birkaç isim: Örsan K. Öymen, Şenol Güneş, Hakan Dilek, Sunay Akın, Tanıl Bora, Devrim Sağıroğlu, Kemal Yıldırım, Ayşegül Sönmez, Ümit Kıvanç, Fuat Saka ile Feridun Hürel (evet onlar, müzisyenler)...
'Trabzonspor' sadece bir 'futbol kitabı' değil. Hemen her konuya değinilmiş: Kentin ve takımın tarihi... Kültürle ilişkisi... Taraftarın yapısı... Başkanlar, hocalar, futbolcular... Mafya... Medya... Üç büyüklere kafa tutuş... Ve hiç sönmeyen yeniden şampiyonluğu tatma umudu.
Velhasıl muhteşem bir kitap olmuş.
*** Futbolla ilgili hayatımın en önemli derslerinden birini bana Trabzonspor vermiştir.
Bu olayı Beylerbeyi'ndeki Kar-Pi pide salonunun sahibi, has Karadenizli İsmet Özer'e söylemiştim. Maç daha dün oynanmış gibi anlatmıştı:
Tarih: 1 Nisan 1984. İstanbul'da F.Bahçe-Trabzon maçı. Dakika 89. Maç 0-0 devam etmekte. Oyun gayet mıgır gitmekte. Saha ağır. Futbolcularda derman kalmamış. Gol mol olacağı yok. Derken bir Fenerli, orta çizginin yan çizgiyle kesiştiği bölgede, arkası Fener kalesine dönük olan Trabzonluya faul yapıyor. Bordo mavililerin serbest vuruşu Fener ceza sahasına süzülüyor. Dobi Hasan kafayı vuruyor. Ve maç 1-0 Trabzon'un üstünlüğüyle bitiyor. Fener havlu atıyor, Trabzon o yıl dördüncü kez şampiyon oluyor.
20 yıl geçti aradan. Hâlâ bu tip faullerde yüreğim hoplar.
Kıssadan hisse: Yorulmuş bir rakibe karşı, son dakikalarda asla faul yapma.
Öneri: Eğer kitap ikinci baskıyı yaparsa Kulaçoğlu, Nihat Genç'in o şahane yazısını mutlaka eklesin.
|