kapat
   
SABAH Gazetesi
 
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Günaydın
ATV
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

Zımadves arak!

İnsan hayatının bir anda nasıl değişebileceğini önceki gece herkes yaşadı, içinden deniz geçen şehirde... Her şey olağan seyrinde akıp giderken kimsenin elinde olmayan sebeplerden her şey tersine döndü birden. İçinden deniz geçen şehirden, bu kez kasırga geçti önce; sonra kar, sonra karanlıklar, ayaz ve tipi sabaha kadar.

Sevgi ve nefret ilişkisinde gidip gelen bir şeydi kar.. Umarsız aşklar gibi yani.. Sevmeyen ve yolunu gözlemeyen yoktu.. Çıkıp geldiğinde ise, beyaz saadetlerin gölgesinde tarifsiz acıların sebebi olurdu. Ve...

Çilelerin, dertlerin! Umarsız aşklar gibi.. Herkes bir sorumlu arar bugünlerde. Herkes kendisinden başka birini koymak ister terazinin veballer kefesine.. Devlet vatandaşı suçlar, vatandaş devleti.. Belediyeler merkezi, merkez de belediyeleri.. Bazıları da sorar Hoca misali: "Hırsızın hiç mi kabahati yok?" Hırsız denilen de; "kar"ın ya da gelen "felaket"in ta kendisidir.. Bu yazı "kar ve aşk" ilişkisine dair "nahif" bir deneme olsun diye kaleme alınmamıştır elbette... Kendince arayacaktır yaşananın sorumlusunu... Sorumluluk sırasıyla... Evet... İlk sorumlu "kar"ın ta kendisidir. "İroni" olsun diye de söylemiyoruz: Açıktır ki kar yağmasaydı böyle olmayacaktı. Ve yeryüzünün hiçbir köşesinde, insanoğlunun doğaya "galebe" çaldığı görülmemiştir, yazılmamıştır.. Baş edemezsiniz doğayla.. Gelir ve vurur...

Dünyanın en uygar ve en gelişmiş ülkelerinde de doğaya "set" çekebilen olmamıştır.. Ne selde, depremde, ne kasırgada, ne de karda.. Kazanan hep doğa olur... Bu bir... "Uygar" ülkelerin yaptığı da bellidir: Gelişi önlenemez; lakin "o"na göre yaşanır... Örneğin, yılın altı ayı karla yaşanan bir kentte ya da ülkede; her şey "kar"la birlikte yaşamak içindir... Sorun da olmaz... Moskova "kar"ı "afet"e dönüştürmeden geçirir yaşamını.. İstanbul'sa, yılın altı ayı karla yaşanan bir kent değildir... Hayat "kırk yılda bir" gelen felakete göre dizayn edilemez..

Washington da öyledir mesela.. "Kırk yılda bir" gelen felaketi göğüslemek için "nafile" savaşlara girilmez.. Tersine "doğanın üstünlüğü" kabul edilip "ricad" edilir... Meydan, doğaya -ya da kara- terk edilir. "Davetsiz misafir"in çekip gitmesi beklenir sessizce...

Ancak, devlet de, yerel yönetimler de tam burada devreye girer işte: Felaket öncesinde "ciddi" olarak uyarırlar herkesi... Gelen kasırgaysa "evlerinizi terk edin"; gelen karsa "hiçbir yere gitmeyin" çağrıları yapılır.. Ve uygulanır sonuna kadar, büyük bir ciddiyetle...

Doğanın "önlenemez gücü" yer yer tahribata yol açsa da, fazla can yakmadan gelip geçer karlar, kasırgalar.. İstanbul'da yapılmayan ve asıl suçlanması gereken "alan" da budur: "Vatandaş" ciddi olarak uyarılmamıştır. Gereken yapılmamıştır. Örneğin, perşembe günü öğle saatlerinde her yer tatil edilip, haftasonuyla birleştirilse, hiçbir sorun yaşanmayacaktı..

Yoksa bu kadar karı, buzu temizlemeye ne grayder yeter, ne de tuz! Çuvaldızı birazcık da vatandaş "davranış"ına batırmaya razı olur mu herkes? Şehir içindeki cadde ve bulvarlarda büyük sorun yaşanmadığı görülüyor. Problem çevre yollarında... Ancak, karla birlikte yaşanan "kaza" bölgelerine ulaşılmasında "yegane" kurtarıcı olması gereken "servis yolları" nı kapatanlar,işgal edenler kim?

Sorunu "felaket"e dönüştürenler kim? Boyunlarını eğip çıkarlar mı bir adım öne? Velhasıl, bu da gelip geçecek işte.. Öyle ya da böyle!.. En çok sevilen, en çok nefret edilen gibi... Beyazında mutlu olup, ayazında acı çekilen gibi.. Umarsız aşklar gibi yani.. Hayatımızı alt-üst eden.. Ters-yüz eden her şeyi..

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sabah serinliği   / 19-02-2004
 Son kullanma tarihi   / 17-02-2004
 Kar, sevgililer ve caddeye uzak öyküler   / 14-02-2004
 Türkiye adası   / 12-02-2004
 Resimdeki gözyaşları   / 10-02-2004
 Kırk yılda yaşanan iki yıllık hayatlar   / 07-02-2004
 Bayram ederler...   / 31-01-2004
 Futbol hayatsa...   / 29-01-2004
 Cunda mahkûmları   / 27-01-2004
 Zımadves arak!   / 24-01-2004
ERDAL ŞAFAK
Komşunun Neo-Con'ları
Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali...
MANSUR FORUTAN
Kalem kaşlım...
1977.. Sümüklü Mansur ilkokuldadır.
MEHMET BARLAS
"Metroseksüel" yetmedi, "Entelseksüel" çıkardılar!
Genç...
ALİ KIRCA
Kaymakamı kurtarmak!
Bugünlerde "10.Yıl"ını idrak...
HINCAL ULUÇ
İnsana saygı neden bu kadar zor..
Davetiye günler...
Mektepli değil mektuplu
Mektepli değil mektuplu
"Almanya'da ailelere mektup yollanır, çocukları için branş seçmeleri...
Oyum sana başkan
Oyum sana başkan
Süren'in tam desteğini alan Canaydın dün de Mehmet Cansun'la buluştu.
Murat Karayalçın Ankara'dan aday
Murat Karayalçın Ankara'dan aday
CHP ile ittifak görüşmelerinden sonuç alamayan eski başbakan...
CHP'den Temel Reis yorumu: Deniz Kaptan, Karasakal'a karşı!
CHP'den Temel Reis yorumu: Deniz Kaptan, Karasakal'a karşı!
YEREL seçimlere etkili bir kampanya ile hazırlanan CHP'nin,...
Hocam, bu problem nasıl çözülecek?
Hocam, bu problem nasıl çözülecek?
Türkiye ile Avrupa'nın eğitim alanındaki ücret uçurumu artıyor.
Atmosfer dostane ama kimse elini açmadı
Atmosfer dostane ama kimse elini açmadı
Kıbrıs müzakerelerinin ikinci gününde de esasa girilemediğini, Rum...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.