| |
|
|
Kar bastırınca sinemalar patladı..
KAR dışarının keyfini kaçırdı. Biz Serdar Bilgili'nin çocukları yaşını geçtik. İnönü Stadı'na gidip hakemle kartopu oynayamıyoruz.. (Türker Aslan, senin Tahkim, ya da ne bileyim Eyyam Kurulunla da iftihar ediyorum.) G-Mall'ı keşfettik ya.. Öğlenden kapağı atıyoruz.. Çocukken Antakya'da sinemalar pazar günleri 10 film birden oynatırlardı. Yazı ile on.. Sabah onda girerdik, güneş battıktan sonra çıkardık ağbimle.. Ayni hava.. Ama bu defa iki filmden fazlası yok. Gerisi artık yer bulmanın zorlaştığı kulisteki Num Num'da hoşça vakit geçirme.. Vallahi Ertekin ve Erol dostlarım biraz kızacak ama, Ortaköy'ü ve Salomanje'yi biraz ihmal ediyorum.. Sinema ve Num Num harika oluyor çünkü.. Onların sineması yok, ne yapalım.. Bunları yazıyorum, sözü filmlere getirmek için.. İzlediğim filmlere..
*** Keşke bu kadar kanlı olmasa, kopan kelleler havada uçmasaydı da, ben bütün anne ve babalara "Çocuklarınızı alın, Son Samuray'a gidin" deseydim.. Onur.. Gurur.. Sadakat.. Kaç defa yazdım.. Bugün ayaklarım yere sağlam basıyorsa, bu daha ilkokul çağında okuduklarım yüzündendir. Onur, gurur ve sadakat kişiliğimin temelleri ise, bunu Abdullah Ziya'ya, Nihal Atsız'a, Alexandre Dumas'ya ve Michel Zevaco'ya borçluyum.. Şimdi böyle romanlar pek yok.. Pardayyanlar yeniden basılmıştı. Kaç sattı bilmem.. Abdullah Ziya serisi de başladı, 10 gün evvel yeniden.. Alıp da çocuğuna götüren var mı?. Son Samuray, evrensel bir kahramanlık öyküsü.. Zayıf karakterli hükümdar.. Onu ele geçiren düzenbaz vezir.. Ve bu vezire hükümdarı için baş kaldırırken, hükümdarın askerleri ile savaşmak zorunda kalan halk kahramanı.. Binbir gece masallarında da rastlamaz mısınız buna.. Öykü bu defa Japonya'ya taşınmış.. Çok iyi çekilmiş, çok iyi anlatılmış bir film.. Savaş sahneleri olağanüstü.. Yüzüklerin Efendisi'ndeki o sahte, o plastik, o bilgisayar oyunu gibi duran savaş sahneleri burada hem de nasıl gerçek.. Oyunculuk da birinci sınıf.. Tom Cruise gene harika oynuyor ama, Samuray'da Japon oyuncu Ken Watanabe öyle muhteşem ki, Cruise gölgede kalıyor.. Görülmesi gereken bir film.. Unutulan hasletleri hatırlamamıza yardımcı olur en azından..
***
Filmi getiren şirket büyük bir yanlış yapmış, Monster (Canavar) olan orijinal adı, Cani diye Türkçeleştirerek.. Cani filmde belli. Müşterilerini öldüren dünyanın ilk seri katil kadını.. Geçen yıl idam edildi.. Oysa "Canavar" dediniz mi, ikilem var.. Canavar, fahişe mi, yoksa onu cinayetlere zorlayan küçük masum(!) kız mı?.. Charlize Theron Oscar'ı götürecek kadar olağanüstü.. Ama evinden kaçıp fahişeyi baştan çıkaran küçük sevici kızda Christina Ricci de harika.. Fahişe namuslu olmaya karar verdiğinde "Bana bunu vaad etmemiştin. Hani bol paramız olacaktı. Hani çılgınlar gibi eğlenecektik" diyen, onu ev, araba bulmaya, yani öldürmeye zorlayan küçük kızın polis ve savcı ile işbirliği yapıp kendi kellesini kurtardığı mahkemede gerçek yüzünü sergilediği bir sahne var. Bir ona bakıyorsunuz.. Bir de sanık sandalyesinde oturan Fahişeye.. Kendisine hem de nasıl ihanet eden asıl küçük orospuyu, hem de nasıl sevdiği için affettiğini her hali ile anlatan fahişeye.. Ve asıl "Canavar"ın kim olduğunu görüyorsunuz.. Sarsıcı, çarpıcı, ama şiirsel erotik sahnelerden rahatsız olabilecekleri uyararak, bu film de "Görülmeli" diyorum..
*** Soğuk Dağ, Amerikan İç savaşı üzerine yazılmış bir destan.. Homeros'un Odyssee'si Amerika kıtasına getirilmiş gibi.. Sevgilisine dönmek için savaştan kaçan erin peşinde hem düşman var, hem de kaçakları vuran kendi tarafı.. Ama yol boyu yardım edenler de bol bol.. Odyssee gibi uzun.. Ama onun kadar hareketli değil.. Jude Law, Nicole Kidman ve Rene Zellweger'in oyunculuk yarışı filmi götürüyor.. Final aptalca.. Görülebilir.
*** Zafer Yolu.. Bir zengin at sahibi.. Bir eski kovboy at terbiyecisi ve para bulmak için her şeyi yapan bir jokey.. Bu üç adamın yolları, SeaBiscuit adlı atla birleşir. Amerika'nın o bin filme konu olan bunalım devrinde geçen bir başka destansı anlatım.. Yarış sahneleri çok iyi çekilmiş.. Ama çoğu zaman durağan ve de biraz fazla uzun.. İki saat 20 dakika.. Eski kovboyda Chris Cooper geri kalan tüm oyuncuları gölgeliyor.. Görülebilir.. Ama yarışseverler kaçırmasın..
*** Şunu hemen söyleyeyim ki, Gothika bir korku filmi değil.. Eğer o amaçla çevrilmişse başarısız.. Bu hayaletli bir polisiye.. Patlamış mısır molası verildiğinde, kimin suçlu, kimin masum olduğunu anlıyorsunuz. Yani o bakımdan da başarılı sayılmaz.. Halle Berry ve Penelope Cruz'u da hiçbir filmde bu kadar çirkin görmemiştim dersem geriye ne kalır?.. Hiçbir şey.. Yani, polisiye gerilim filmleri meraklılarına dahi, "İlle de görün" diyemem..
*** Bunu yeni değil, haftalar önce görmüştüm, ama elim değmedi yazmaya.. Meraklıları, fanatikleri beni bağışlasın.. Yüzüklerin Efendisi iyi ki bitti.. Başını gördüm diye sonuna kadar devam edecektim yoksa.. Bu üçüncüsü sıktı, boğdu, bunalttı beni.. Filmin sonuna 40 final koymuşlar. Her defasında "Bitti" diye ayağa fırladım.. Bitmedi.. Bitemedi.. Öf.. Allah sevenlerine bağışlasın..
|