|
|
|
|
Amacımız solun canlanması değil
Güçbirliğini oluşturan partilerin diğer üyeleri, oluşturdukları birliğin ana hedefini ‘AKP karşısında varlık göstermek’ olarak açıklıyor. Meclis’teki iki partinin de yetersiz olduğu düşüncesi ise ikinci ortak noktaları..
Solda birliği sağlayan partiler içinde diğerlerine oranla daha büyük olan iki parti SHP ve DEHAP'ın görüşlerini, önceki iki gün boyunca bu sayfalardan okurlarımıza aktarmıştık. Güçbirliğini oluşturan diğer partilerden olan EMEP Genel Başkanı Levent Tüzel de görüşlerini anlattığı röportajın başında Demokratik Güçbirliği'nin laik ve şeriat kutuplaşmasına karşı yürütülen bir ittifak diye düşünülmesinin yanlış olduğunu söylüyor. "Amacımız AKP'nin ekonomik, siyasi ve yeniden yapılanma programını durdurmaktı" diyen Tüzel, asıl hedeflerini şöyle sıralıyor:
"Hizmetleri ayrımsız halka ulaştırmayı savunuyoruz. Sol cenahtaki sol demokrasiyi güçlendireceğimizi düşünmüyoruz. Solun canlanması diye bir şey yok. Tüm vatandaşların arzu ettiği belediye hizmetlerini sunabilmek için bir araya geldik. Güçbirliği ile AKP karşısında varlık gösterelim diye bir düşüncemiz var."
SAĞCI, SOLCU FARK ETMEZ Kapılarının sağcı ya da solcusuyla, rantçılığa karşı olan herkese açık olduğunu ifade eden Tüzel, "Türkiye'nin birçok yerinde etkili olacağız" diyecek kadar da birliğin gücüne inanıyor. Neoliberal politikalara karşı yerel seçimlerde emek ve demokrasiden yana güçlerin işbirliğine inanan ÖDP Genel Başkanı Hayri Kozanoğlu ise Demokratik Güç Birliği ile, solun sahip olduğu kötü imajını yıkacağından emin.
3 Kasım'da ittifakın kurulamamasının kamuoyu nezdinde hem görüşmelere katılan partiler, hem de sol adına kötü bir imaj yarattığını düşünen Kozanoğlu, işbirliğinin gerekliliğini şöyle açıklıyor: "Solun gerekli özveriyi göstererek bir arada olması gerekiyordu. Bu sürecte elimizden geleni yapacağız. Amacımız önümüzdeki süreçte de güç birliği olarak hazırız mesajını vermek."
Kozanoğlu, kendilerini solda işbirliğine iten nedenleri ise şöyle sıralıyor: "AKP hükümeti ciddi bir güç olarak parlamentoda tek başına çoğunluğu sağladı. Meclisteki diğer muhalefet partisinin de toplumda özgürlükler ve demokrasinin gelişmesi yönünde tavrı yok. AKP'nin bile zaman zaman gerisine düşen, taraf olamayan, bunun ötesinde sola ilişkin hiçbir projesi olmayan bir muhalefet partisi var. Biz de soldan, demokrasiden, emekten yana gördüğümüz tüm güçlerin desteğini aldık. İyi geçinip sınavı verebilirsek ondan sonraki güç birlikleri işbirlikleri kaçınılmaz şekilde gündeme gelir."
MECLİSTE MUHALEFET YOK "AMACIMIZ ne CHP ne de Deniz Baykal'ın sonunu getirmek" diyen Kozanoğlu, "Biz iki parti seçmeninin de desteğini almaya niyetliyiz" diye konuşuyor. İttifakın en umutlu partisi olan Sosyalist Demokrasi Partisi (SPD)'nin Genel Başkanı Akın Birdal ise 28 Mart yerel seçimlerinde alacakları sonucun, Türkiye'yi erken bir genel seçime götüreceğine inanıyor. Solda birleşmenin sadece yerel seçimlerle sınırlı kalmayacağını ifade eden Birdal, solun tek bir çatı altında toplanacağının sinyallerini veriyor. Birdal, Demokratik Güç Birliği'nin, halkın beklentilerine karşılık olduğunu, partiler arasında ideolojik, politik farklılıklar bulunmasına rağmen Türkiye'nin emek, barış, demokrasi ve özgürlük isteğinin kendilerini bir araya getirdiği görüşünü savunuyor.
AKP OYLARINA DA TALİBİZ DÜNYANIN küresel, ideolojik bir kuşatma altında olduğunu söyleyen Birdal, "AKP Hükümeti'ne kadar böylesine ideolojik, askeri, mali olarak Amerikancı bir hükümet olmamıştı. Şimdi AKP, Avrupa Birliği sürecini, Kıbrıs'la ilişkilendirilen bir süreci ve de hükümet olmanın gücünü yanına alarak bu seçimlere girecek. Yerel seçimlerden kamuoyu yoklamalarının öne sürdüğü gibi yüzde 50'yi aşan bir oranla çıkarsa, iktidar olmasının da önü açılacaktır. AKP'nin iktidarlaşması demek emekçilerin, çalışanların daha da yoksullaşması demektir. O nedenle bu güçbirliği en başta, AKP'ye karşıdır" diye konuşuyor.
Pervin Metin - Nebahat Koç
|
|
|
|
|
|
|
|
|