  |
|
Huzurevinin Sakinleri Anlatıyor
Bundan sonra günü yaşarım... 83 yaşındaki Izabella Zirekyants, 5 yıldır Artigiana'da ikamet ediyor. Uzun yıllar Nişantaşı'nda Alman Huzurevi'ne yaşamış ancak orada 5 yıl önce çıkan bir yangından sonra Artigiana'ya yerleşmiş. Rus bir anne-babanın tek çocuğu olarak dünyaya gelmiş. İstanbul'da doğup büyüdüğünü ve Alman Lisesi'nden mezun olduğunu söylüyor. Üç yıl öncesine kadar Almanca- Türkçe çeviri işleri yaptığını söylüyor. Zirekyants, hayatıyla ilgili çok fazla konuşma istemediğini dile getiriyor: Ne konuşayım ki, her şey geçmişte kaldı, ben bu günü yaşıyorum...
Artigiana'nın asil hanımefendisi Lucia Borçiç ise 82 yaşında. Artigiana'nın asil hanımefendisi. Annesi İtalyan, babası ise Yugoslav. Borçiç, 20 yıl Osmanlı Bankası'nda çalıştıktan sonra emekli olmuş. Yarım asırdır evli olduğu eşi Emil ile Cihangir'de yaşamayı sürdürmüşler. Ancak, sağlık sorunları başlayınca 9 yıl önce Artigiana'ya yerleşmişler. Borçiç, eşi Emil'i geçen yıl kaybetmiş. Şu an iki kızı ve bir oğlu var. Oğlu ve kızı yurtdışında çalışırken, Türkiye'de yaşayan kızı onu bir an olsun yalnız bırakmıyormuş. Nişantaşı binaları benden sorulurdu Artigiana'nIn 10 erkek sakininden birisi 83 yaşındaki Mehmet Rıfat Konur. Konur, bir yıldır Artigiana'da. Üsküdar'da doğup büyüdüğünü anlatıyor. Haydarpaşa Lisesi'nden mezun olmuş. Babası genel cerrahmış, Osmanlı zamanında saraylarda sünnetçibaşı olarak çalışmış. Konur, tam 60 yıl Onur İnşaat'ta çalışmış ve Nişantaşı'ndaki birçok apartman binasına tuğla koymuş, harcını karıştırmış. Bir kızı var, Viyana'da yaşıyor, İki torunu da... Konur, tek başına yaşamak istemediğine karar verince buraya yerleşmeye karar vermiş.
|