kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Ana Sayfa
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Yaşama Dair
    Sinema
    Hobi
Bizimcity
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Refik Durbas @ SABAH
 

Korsan yayıncılıkta yazar olmak

24 Ocak 2004 tarihli SABAH Gazetesi Cumartesi ekinde Figen Yanık'ın Cezmi Ersöz ile yaptığı "Korsan Yayıncılar Yayınevleri mi?" başlıklı röportaj üzerine 7 Şubat 2004 tarihli SABAH Posta Kutusu'nda Edebiyat ve İlim Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (EDİ- SAM) Başkanı Metin Celal'in bir açıklaması çıktı. Gerçi Ersöz, "Leman" dergisine de konuşmuştu. Metin Celal'in bu konuşmayı da yer yer Figen Yanık'ın röportajıyla karıştırarak yaptığı açıklama, tek şiir kitabı "Hasretimle Prangalar Eskittim" ile uzun yıllar çok satan kitaplar listesinin başında yer tutan Ahmed Arif ile 1990 yılında yaptığım konuşmayı getirdi aklıma. Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlandıktan sonra "Ahmed Arif Anlatıyor: Kalbim Dinamit Kuyusu" kitabımda da yer alan konuşmada Ahmed Arif, o tek kitabının telif hikayesini bugün de ibret alınacak bir biçimde anlatıyordu. Ahmed Arif, yaklaşık otuz yıldır şiir yazmaktadır ve bir kitabı yoktur. 60'lı yılların sonlarına doğru, bir şiir dosyası hazırlar ve yayınevine verir. Kitap, yayıncısında iki yıl bekler Şevket Süreyya Aydemir'in "sansür"ünden geçmesine rağmen... İki yıl bekleyişten sonra Ahmed Arif'in "Hasretinden Prangalar Eskittim" adını verdiği kitabı yayımlanır. Aradan bir iki yıl daha geçmiştir, Ahmed Arif'in deyişiyle "mesela Van'a balyalar halinde gittiği halde" kitap hala ilk baskıdadır.

KOMİK TELİFLER
Hürriyet Gazetesi'nin o zamanki Ankara temsilcisi Cüneyt Arcayürek, durumun farkına varır ve Ahmed Arif'e "Kitabını gazetenin bobin artığı kağıtlara basalım ve Hürriyet'in satıldığı büfelerde satalım, sana da peşin elli bin lira verelim" der. Yıl 1968'dir. Ahmed Arif'in o yıllarda Ankara'da oturduğu evin değeri seksen bin liradır. Buna karşılık Ahmed Arif'in yayınevinden aldığı telif ücreti ise beş bin lira... Üstelik bu beş liradan yayıncı, Ahmed Arif evlenirken bastırdığı davetiyelerin parasını da kesmiştir. Ve Türkiye, 12 Mart'ın karanlık tüneline girer. Bu sırada Erdal Öz, Ahmed Arif'i Oğuz Akkan ile tanıştırır. Oğuz Akkan, "Hasretinden Prangalar Eskittim" in yeni baskılarını kendisinin yapacağını söyler, ayrılırken de Ahmed Arif'in cebine elli bin lira koyar, "oğul Filinta'ya doğum hediyesi" olarak... Bu tarihten sonra da "Hasretinden Prangalar Eskittim" her yıl beş bin adetten dört baskı yapacak ve Ahmed Arif, her ay maaş niyetine Ankara Zafer Çarşısı'nda bulunan bir dağıtıcıdan yaklaşık yirmi yıl boyunca telif hakkını alacaktır. Oğuz Akkan, o yılların en muteber yayınevlerinden Cem Yayınevi'nin sahibi ve yöneticisi idi. Fakat bütün ısrarlarıma rağmen Ahmed Arif, "Hasretinden Prangalar Eskittim"i ilk basan yayınevinin ne adını verdi, ne yöneticisinin kim olduğunu söyledi. Israrım karşısında yanıtı her zaman "Yeğenim, gençlere kötü örnek olmasın,

***

Türkiye yayıncılık sektörü, özellikle son 10-15 yıldır korsan yayıncılığı tartışıyor. Kitap korsanlığı dün de vardı, bugün ise kimlik değiştirmiş olarak sürüyor. Ahmed Arif örneğinde olduğu gibi yazarına haber vermeden kitabını çoğaltan yayıncı, bugün yerini "korsan" adını verdiğimiz kitap hırsızlarına bırakmış durumda... Dün, yayınevi deposunda satışa sunulmayı bekleyen "fazla" basılmış kitaplar, bugün "korsan" kimliğiyle kaldırımlardan alıcısını beklemekte... Kaldırımları kitaplardan temizleseniz ne olacak, kaynağını kurutmadıktan sonra... Sorunu çözmek bence meslek birlikleri ile devlete düşüyor. Öncelikle de devlete... Yazar, bu olayın mağduru tarafında yer almakta çünkü... Ama Cumhuriyet tarihimizde devlet ne zaman yazarın yanında bir duruş sergiledi? Yayıncılık meslek örgütleri yöneticilerine de bir sorum var: Sahi, hammaddesi "yazı" olan bir sektörde yazarak mı para kazanılıyor bu ülkede, yoksa yazılanları yayımlayarak mı? Bir başka deyişle, şimdiyi değil, Cumhuriyet tarihimizi de düşünerek "yazarak" zengin olmuş kaç yazarımız var, yazı "satarak" kaç yayıncımız? Yazar ile yayıncı arasında bu dengesizlik sürdükçe korsan yayıncılık konusu da gündemdeki yerini koruyacaktır, diye düşünüyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kelebeklerin dili   / 08-02-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
En tepede küçük bir arıza
Bildiğiniz dönmedolap aslında...
ÖNCEL ÖZİÇER
İnadına kırmızı kalp
Ahir ömrümde ilk kez, hava durumu...
ALİ ESAD GÖKSEL
Göründüğün gibi olabilmek
Aktüel estetik ve moda dünyası...
GÜNTAY ŞİMŞEK
Türkler'e Latin havası
Sao Jose dos Campos -...
REFİK DURBAŞ
Korsan yayıncılıkta yazar olmak
24 Ocak 2004 tarihli...
AYŞE YAĞCI
Tropik adalara keyif yolculuğu
Bayramlarda tropik...
YASEMİN TAŞKIN
Üç Sportif Jest
Roma takımı kaptanı Francesco Totti'nin...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Şanslılar Kenti
En büyük aşkınızla New York'ta şans...
FİKRET AYDEMİR
Sinema Zamanı
Artık Türk filmlerini 6 ay beklemeden...
ERGUN HİÇYILMAZ
Ebedi aşklarımız nasıl tükendi?
Yıldırım aşkların...
ATİLLA DORSAY
Hababam Sınıfı'nın babası
Rıfat Ilgaz kendi okul...
 
    Ana Sayfa | Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon
Spor | Hava Durumu | Günaydın | Bizimcity | Sizinkiler | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin Sağlık | Cumartesi | Aktüel Pazar | Yaşama Dair | Sinema | Hobi
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.