|
|
|
|
Kalplerinde savaş hasarı
Bombaların kalplerine zarar verdiği bazı Iraklı çocuklar İstanbul'da tedavi görüyor. Zahraa resmini yaptığı çiçeğe Türkiye diyor, onun dallarına da Irak'tan gelen minik hastaların adını yazıyor.
*** Türkiye bir çiçek biz onun dalları
Bağdat'ta kalp hastalıklarıyla savaşın ortasında kalan çocuklar şifayı Türkiye'de arıyor. Çizdiği resimlerde Türkiye'yi çiçek, hastaları da dalları diye ifade ediyorlar.
BU çocukların kalbi bombalara dayanamadı. Maryam, Zahraa ve Hasan'ın minik kalpleri Bağdat'a düşen bombalardan hasar gördü. Yaşadıkları heyecan ve korku onların üzerinde hiç silinmeyecek hasarlar bıraktı. Şimdi daha önce adını bile bilmedikleri Türkiye'deki hastanelerde oyun oynamanın tadını çıkartıyorlar. Zahraa yatağı başında çizdiği çiçeğe Türkiye adını veriyor çiçeğin dallarına ise kendisi ile Irak'tan gelen hastaların adını yazıyor. Irak'tan Türkiye'ye tedavi için gelen grubun içinde kalp hastası çocuklar da vardı. Bu çocuklardan bir kısmı İstanbul Memorial Hastanesi'ne yerleştirildi. Daha birkaç ay önce bombaların birbiri ardına düştüğü Bağdat'ta sağlık sorunlarıyla yaşamak onlar için hiç de kolay olmamıştı. Minik kalpleri her bombada daha çok atmaya başladı, herkes korktu ancak onların korkuları daha kalplerini çok yordu. TÜRKİYE'YE TEŞEKKÜR Zahraa Hadee Shehyet 11 yaşında kalp kapakçığı sorunu yaşıyor. Gülen gözleri, 'bombalamalardan korktun mu' diye sorunca hemen dehşetli bakmaya başlıyor. Büyük heyecan onda da ritm problemi yaratmış. "Saddam'ı sevmiyorum" diyor. İki gün içinde 'Merhaba' demeyi öğrenmiş. Hastanede Türkiye'yi ise bir çiçek olarak çiziyor, çiçeğin yapraklarına ise Irak'tan gelen hastaların isimlerini veriyor. Doktorlarına sizleri çok seviyorum, Türkiye'ye teşekkür ederim mesajı yazmış. Maryam Tahseen ise 4.5 yaşında olmasına karşın, iki yaşında bir çocuğun vücuduna sahip. Hastane odasında ona refakat eden dedesinin gözleri hala yaşlı, Maryam'ın bombalardan çok korktuğunu, sürekli ağladığını anlatıyor. Maryam'ın ürkek bakışları en ufak bir gürültüde etrafı kolaçan ediyor. Kalbi ise artık değil bomba, küçük heyecanları bile kaldıramayacak kadar hassaslaşmış. Kalp kapakçığındaki problem nedeniyle doktorlar onun durumuna bir türlü karar veremiyorlar. Savaş nedeniyle tedavisi yapılamamış. Şimdi Türkiye'de kontrolleri yapılıyor, belki ameliyat olması gerekecek ancak her şeyden önce bünyesinin bir ameliyatı kaldırabilecek kadar güçlü olması gerekiyor.
GÜLMEYE BAŞLADILAR Türkiye'nin neresi olduğunu bilmiyor ancak uçağa binip büyük korkuları yaşadığı ülkesinden uzaklaşınca çok mutlu olmuş. Hasan iki yaşında sessizliği seviyor onu da gürültü korkutuyor. Savaş ve bombalar minik bedenini harap etmiş. Kalp kapakçığı sorunu yaşıyor. Doktorlar tedavisi için karar vermeye çalışırken annesi başında sürekli dua ediyor. Memorial Hastanesi'nde tedavi altına alınan minik Irak'lılar uzun süre sonra ilk kez huzurla tanışmışlar. Tedavileri sürerken doktorlar ve hemşireler son derece hassas davranmaya özen gösteriyorlar. Çünkü gürültü ve ani hareketler, korku onların bir anda heyecanlanmasına neden olabiliyor. Minik hastalar hastane odasında kontrolleri yapılırken vakitlerinin çoğunu oynayarak geçiriyorlar. Aileleri onların uzun süre sonra yeniden gülmeye başladıklarını anlatıyorlar.
SADDAM'I SEVMİYORLAR Diğer odalarda da 16 yaşındaki Feraz Habib ve 20 yaşındaki Mudahap Abdülkerim yatıyor. Birbirlerine ziyarete gidiyorlar. Mudahap, arkadaşlarının ailesinin büyük bir bölümünün bombalamalarda hayatını kaybettiğini anlatıyor. Saddam'ın daha önce tedavi için yurtdışına çıkmasına izin vermediğini söylüyor. "Saddam olsaydı, bizler şimdi ölürdük, Türkiye umut oldu" diyor. Uydu olmadığı için Türk televizyonlarını hiç seyredemediklerini dolayısıyla Türkiye ile ilgili yeni nesilin hemen hemen hiçbir şey bilmediğini söylüyor Mudahap, "Ama ülkeniz çok güzel, bize Allah'ın izni ile bu ülke şifa verecek" diyor.
Esra TÜZÜN
|
|
|
|
|
|
|
|
|