POAŞ, Amerikan askerine 400 milyon dolarlık yakıt sattı.
Satın aldığınız akaryakıt kaçak olabilir mi? Çünkü kaçak akaryakıt satmak, eroinden daha fazla kazandırıyor. Bayi sattığı her ton benzin için tüketiciden 550 dolar vergi topluyor. Benzini dağıtım şirketi yerine kaçak yollardan temin eden bayi 550 doları cebe atıyor. Eroin satan 10 yıl yatıyor. Kaçak akaryakıt satan 3 ay sonra serbest kalıyor. En kötüsü de şu oluyor: Dağıtım şirketi, kaçak akaryakıt satan istasyonun bayiliğini iptal ediyor. Ama başka bir dağıtım şirketi gelip, adamla anlaşıyor. Bir başka rakam daha verelim. Geçen yıl Türkiye yüzde 5 büyüdü. Akaryakıt tüketimi ise resmi verilere göre geriledi. Sizce bu mantıklı mı?
***
Tüpraş'ın piyasa değerinin düşmesine yol açtığı ileri sürülen Petrol Yasası 2005 yılında devreye girdiğinde, tablo değişecek. İstasyonlar Enerji Piyasası Üst Kurulu olan EPDK'dan tek tek lisans almak zorunda. Ayrıca her istasyon bir dağıtım şirketine bağlı çalışacak. Şu anda 11 bin benzin istasyonun 2 bin 500 tanesi bağımsız çalışıyor. Bir yıl sonra, kaçak akaryakıt (genelde gümrüklerden düşük beyan yoluyla getiriliyor) satan bayinin lisansı iptal edilecek. Yani sistem dışına çıkacak. Aynı iş kolunda çalışamayacak.
***
Akaryakıt dağıtım pazarının yüzde 27'sini elinde bulunduran Petrol Ofisi'nin Genel Müdürü Ertuğrul Tuncer, "Kimse kendini kandırmasın. Kaçak işi tahminlerin ötesinde. Kaçak ile mücadele için artık akaryakıtın içine renksiz kimyasal ekliyoruz. Ekiplerimiz, istasyonlarımızdan müşteri gibi benzin alıyor ve o an bize bağlı istasyonda kaçak akaryakıt kullanılıp, kullanılmadığını tespit ediyoruz. Edenlerin bayiliklerini derhal iptal ediyoruz" diyor.
***
Tuncer'e, Tüpraş'ı soruyorum. Anlatıyor: "Değerli bir şirket. Düşük fiyata satıldığı görüşüne katılmıyorum. POAŞ olarak 2005 yılı itibarıyla artık Tüpraş'a bağımlı değiliz. Bugün bile sattığınız ürünün yüzde 40'ını ithal etme imkanınız var. Biz geçen yıl 1 milyon 800 bin ton ithal ettik. Çünkü dışardan ithal avantajlı olabiliyor. Tüpraş sattığı ürünün parasını 3 gün içinde tahsil ediyor. Halbuki dışardan daha uzun vadeli alabiliyorsunuz. Ayrıca daha ucuz fiyat bulabiliyorsunuz. Tüpraş'tan mal aldığınızda ÖTV ve KDV'yi anında ödüyorsunuz. Yurtdışından ithal ettiğiniz ürünün vergisini ise satıldığında tahsil edip, devlete ödüyorsunuz."
***
Petrol Ofisi, Irak'ta yaşanan savaştan kazançlı çıktı mı? Tuncer, sorumu beğenmiyor ama yanıtını da veriyor: "Biz ticari bir kuruluşuz. 2003 yılında Kuzey Irak bölümünde konuşlandırılmış ABD askerleri araçlarına akaryakıt sattık. Bir Türk şirketi olarak geçen yıl, Irak'a 400 milyon dolarlık satış yaptık. Hemen her gün 1.500 tanker bizim için bölgeye mal taşıyor." POAŞ halka açık. O yüzden net bilanço rakamlarını alamadım. Ama 300 milyon doların üzerinde bir brüt kâr açıklaması bekleniyormuş. Toplam borçları ise milyar dolarlar seviyesinden 800 milyon dolara düşmüş.
***
Türkiye'de çevreci benzin kullanımı istenilen seviyede değil. Örneğin çevreyi kirleten kükürt oranı yüksek dizel (7 bin ppm ihtiva ediyor) satılıyor. Çünkü Tüpraş, AB normlarında (350 ppm) dizel üretemiyor. Çevreci akaryakıt ithal etmek serbest. Peki nasıl oluyor da hepimizi zehirleyen kötü dizel satılıyor? Dağıtım şirketinin yöneticileri şu yanıtı veriyor: "Çünkü kalitesi yüksek dizel getirmenin maliyeti yüksek. Maliyeti satış fiyatına yansıtamıyoruz. Yani kötü ürün satışmaya devam ediyoruz." Bu mahkumiyet 2005 yılında bitiyor. Fiyatlar EPDK gözetiminde serbest kalıyor.