| |
En ağır bedeli 78 kuşağı ödedi
Vizontele Tuuba'yı izlerken düşündüm.. 78 kuşağı, 1977-78 yıllarında 18'li 20'li yaşlarda olanlar ne çok şeye tanık oldular... Yaşam ne büyük fırtınalarla geçmiş.. Kuşkusuz bir önceki kuşak da aynı şeyleri yaşadı ama o yaşadıkları, başdöndürücü bir hızla gelişmedi.. Çoğu sindire sindire oldu.. Anımsıyorum.. Liseye başladığım yıl sağ ve sol cephede örgütlenmeler lise düzeyine inmişti.. Onlarca fraksiyon vardı.. Bir o kadar da dernek.. Çoğumuz daha neyin ne olduğunu anlamadan kendini bir fraksiyonun içinde buldu.. Peki aralarındaki fark neydi? Sürekli bölünmenin temelinde ne yatıyordu? Buna kafa yoracak bilgi düzeyinde değildik.. Açıkçası vaktimiz de yoktu.. Olaylar o kadar hızla gelişiyordu ki, herkes kendini, bir grubun içine atmak, ezberletilenleri tekrarlamak zorunda hissediyordu.. Uzak durmak, yalnızlık demekti.. Kimliksiz, kişiliksiz kalmak demekti.. Üniversite dönemi ise kelimenin tam anlamıyla çatapata ile geçti.. Hele okuduğum Şişli'deki Siyasal Bilimler Fakültesi bütün grupların, bütün fraksiyonların üssü gibiydi.. Okul basılır.. Sınıflar basılır.. Bildiriler dağıtılır.. İkide bir jandarma gelir, okul boşaltılırdı.. Okulu ele geçirme mücadelesinin göbeğine düşmüştük.. Boykotlar günlerce, haftalarca sürerdi.. Faşistler vardı, bunu herkes biliyordu.. Ama bir de sosyal faşistler vardı.. Vizontele Tuuba'dan bir sahne.. İki sol grup çekişiyor.. Biri diğerini sosyal faşist olmakla suçluyor.. Sinema çıkışı bir mikrofon tutsak.. Acaba yaşı 40'ın altında olan kaç kişi sosyal faşist tanımlamasını anlamıştır.. Bir dönem dillerden düşmeyen bu söz, uçup gitti.. 12 Eylül'le birlikte anılarda kaldı.. Peki ya final sahnesi.. Kentlerdeki bütün duvarların, dağın, taşın onlarca örgütün adlarıyla boyalı olduğunu bilmeyenler.. 'Tuuba' yazısının örgüt adı zannedilip silinmesini nasıl algılamışlardır? O muhteşem finali anlamışlar mıdır? Gerçekten böyleydi.. Çoğu kişi için hiçbir anlam ifade etmeyen yan yana gelmiş harfler Türkiye'ye damgasını vurmuştu.. 12 Eylül sonrası ilk iş yazıların silinmesi, duvarların kireçle boyanması olmuştu.. Anımsıyorum.. Kavganın, gürültünün, sloganın, tartışmanın eksik olmadığı SBF'ye 12 Eylül sonrası gittiğim ilk gün şoke olmuştum.. Okul tenhalaşmıştı.. Öğrenci sayısı sanki üçte bir oranında azalmıştı.. Hava güzeldi.. İnsanlar bahçede voleybol oynuyordu.. 78 kuşağı aşırı politik dönemi de yaşadı.. Apolitizasyonu da.. Buluğ çağında ideolojik terör ile tanışan bu kuşak, daha sonraki yıllarda etnik terörün de kökten dinci terörün de en vahşisine tanık oldu.. Gelelim teknolojiye.. 13-14 belki de 15 yaşında siyah beyaz televizyonla tanışan.. Akşam üç-dört saate sığdırılan yayınları soluk almadan izleyen aynı kuşak, 20 yıl içinde 50 kanallı bir ülkede buldu kendini.. Zaman çok hızlı akıp gitti.. Değişim aklınıza gelen her konuda o kadar hızlı oldu ki, ayak uyduramayanlar veya en güzel yıllarını hapishanede geçirmek zorunda kalanlar savrulup gitti.. Ve galiba bu ülkenin en ağır yükünü de 78 kuşağı çekti.. Bilet onlara kesildi..
|