Firdevs'in; "Gerçek annemden farkı yok. Zaten öz annemi hiç tanımadım. Ana diye onu bildim" dediği Fatma Güneş'le konuşuyorum. Kimi zaman ağlamaklı bir sesle şöyle anlatıyor duygularını: - Fatma Güneş: Onu her zaman çok çok sevdim. Ama hayat işte. Nereden aldı nereye getirdi herkesi. - Savaş AY: Kaç yaşında gitti o senin yanından? - F.G: Daha küçükken kursa gönderdik biz onu. Kuaförlük kursuna gitti, başardı mükemmel şekilde. 16 yaşına gelince de diplomasını aldı. Sonra o da bunaldı buralarda. Haklı tabii. Genç kız, güzel kız. Sığamadı bu gecekondu semtlerine. Anne ben Antalya'ya gideceğim dedi. - S.A: Bıraktınız mı hemen? - F.G: Savaş Abi bu devrin gençleri kafalarına bir şey takarsa yapıyor. Baktık ki çok istiyor. Babası da peki deyince üzüle üzüle yolladım. - S.A: Peki evlenirken haber verdi mi? Sizden gelip istediler mi Allah'ın emriyle? - F.G: Valla yalan yok. İsteyen eden olmadı. Firdevs hep aradı, "mutluyum, güvendeyim" dedi. Ayrıldığını bile sonradan öğrendik... - S.A: Peki ne düşündünüz son gece şarkıları söylerken. Ardından bir de Abidin'in aşkı çıktı ortaya. - F.G: Yok... Abidin aşık olabilir belki ama Firdevs'i gözlerinden okurum ben. Onun o çocuğa karşı bir şeyi yok...