| |
|
|
Ver özgürlüğünü, al güvenliğini
BU yazıyı okumadan önce Salih Memecan'ın bugün birinci sayfada yer alan karikatürüne bir kez daha bakın. Çalışmaları Davos'taki Dünya Ekonomik Forumu'nda sergilenecek olan Memecan, "Güvenlik ve Refah" temasını kafeste olan ve olmayan kuşlarla görselleştirmiş. Biri uçuyor ama güvende değil. Diğeri güvende ama kafeste.
*** Bu karikatüre gülüp geçebilirsiniz. Ancak günümüzün bir gerçeğini yansıttığı da ortada. Hali vakti yerinde kesimler... Yani tüccarlar, sanayiciler, üst düzey yöneticiler, şov aleminde çalışan starlar...
Özellikle 1990'ların başından itibaren kendilerini sitelere, villalara ya da özel apartmanlara kapadı. Buralarda güvenlik had safhada. Eğer adınız 'danışma'ya bildirilmemişse, içeriye girmeniz mümkün değil. Çevre 24 saat kameralarla izleniyor. Korumaların özel eğitimden geçmiş köpekleri oluyor. Yani güvenlikleri ve refahları tam! Ancak olayın bir de öteki yüzü var.
Sözünü ettiğim varlıklı kesim kendini adeta altın bir kafese kilitlemiş durumda. Sokağa çıkmıyorlar! Pek azını Boğaz'ın kıyısında ya da İstiklal Caddesi'nde yürürken görüyoruz. Tesadüfe hayatlarında yer yok. Farklı bir kesimden insanla tanışmaları hemen hemen mümkün değil. Orta ve alt sınıflarla ilişkileri hizmetçi, şoför, garson ya da aşçılarla bir iki kelime konuşmaktan ibaret. Peki bu özgürlük mü? Biz hep paranın özgürlük getirdiğini düşündük: "Para olsa şunu yaparım, bunu yaparım..." Halbuki parayla birlikte güvenlik kaygısı da beliriyor.
Sonuç: Kısıtlanmış, daraltılmış, çevrelenmiş bir hayat... Biliyorum: Bugünlerde moda bir kavram değil ama yine de özgürlüğü yeniden düşünmemiz ve tanımlamamız gerekiyor. Ama solun silindiği bir ortamda özgürlükten kim bahsetmeye kalkışır ki!
|