|
|
|
|
Neremiz doğru ki?
Pazar akşamı tarihi bir maç seyrettik. Tam 5 kırmızı kart ve 85. dakikada tatil edilen bir maç. Kırmızı kartı görenler Beşiktaşlı futbolcular. Yani en yakın rakibinden 8 puan önde olan, ligin en stressiz olması gereken takımı. Gösteren ise eskiden Zonguldak Beşiktaşlılar Derneği üyesi olduğu söylenen hakem Cem Papila. Bu takımın teknik direktörü, geçen hafta ilginç açıklamalar yaptı. Diyor ki, F.Bahçe teknik direktörü Daum'un yerinde olsaymış, tekrar edilen Çaykur Rize maçına çıkmazmış. Hani mesela Beşiktaş'ın 1-1 biten Konya maçında hakem, Konyalı bir oyuncuya iki sarı kart gösterip oyundan atmasaydı... Federasyon maçı tekrarlatsaydı... Beşiktaş teknik direktörü olarak, büyük bir basın toplantısıyla bu maça çıkmayacağını, Beşiktaş camiasından gelen tepkilere ve federasyonun vereceği cezaya razı olacağını açıklayacak mıydı? Ben buna eminim, mutlaka yapardı!... Yine aynı isim bu kez Samsun maçı sonrası istifa edip gidebileceğini söylüyor. (Lucescu, son 4 yılda yaptığı işlerle şu anda ülkenin en iyi teknik direktörü olduğunu ispat etmiştir. Buna hiçbir sözümüz olamaz. Ama yaptığı açıklamalarla hem kendi futbolcularını hem de rakipleri gerip duruyor.)
Kar beyazdır futbol! Geçen hafta başında meteoroloji uyarısını yaptı. Yoğun kar yağışı ve tipi geliyordu. Perşembe günü kabus başladı. Cumartesi Güngören'de saha bembeyazdı ve kimsenin sahayı temizlemeye niyeti yoktu. Oysa bu maçtan iki saat önce başlayan Kocaeli- Altay maçında saha yemyeşildi. Çünkü İzmit İsmetpaşa Stadı'nın müdürü sahayı korumayı başarmış, maçın belirlenen gün ve saatinde oynanmasını sağlamıştı. Belki de, geçen sezon kar yüzünden ertelenen Kocaeli-Bursa maçından ders almıştı. Bu arada Elazığ'a karayolu ile gitmek zorunda kalan Gençlerbirliği başkanı İlhan cavcav isyan etti. Samsun, İstanbul'a uzun bir bekleyişin ardından geldi. Yani karın geleceği belli ama manzara yine geçen sezonki manzara... Pazar günü İstanbul-Fenerbahçe maçı öncesi Van Hooijdonk kaleyi inceliyor ve kale direklerinin nizami olmadığını söylüyor. Ölçüm yapıldığında hakikat ortaya çıkıyor: Kale direkleri 5 santimetre kısa. Ve işin ilginç yanı ilk yarıda bu statta oynanan maçlarda bu kale direkleri kullanılmış. Ve bunu düzeltmek için stat görevlileri silindir ile kale önündeki çimi ezmişler, maksat yeri 5 santim aşağı alalım! Eh, yerküreyi 5 santim aşağıya çekmek, denizi doldurmak gibi birşey herhalde! Şimdi servisteki arkadaşlar soruyorlar, İstanbul- G.Saray maçında skor 2-1 iken Hakan Şükür'ün üst direkten dönen kafa şutu, nizami bir kale direğiyle gol olabilir miydi? Peki bunca zaman bizimkiler farkedilmedi de, elin Hollandalısı gelip nasıl farkediyor? Yine haftanın değerlendirmesini yapan bir yazı yazamadık. Kısmetse haftaya. Ama ben bundan sonra futbol yerine Popstar'ı, Biz evleniyoruz'u, Trilyon Avı'nı filan seyretmeye karar verdim. Neden derseniz: Deveye sormuşlar, neden boynun eğri diye, o da nerem doğru ki demiş. Doğrusu bu ya, futbolumuzun neresi doğru ki?
MURAT DEMİRYAS
|
|
|
|
|
|
|
|
|