İnsanlık demokrasi ve çok sesliliğin peşinde koşarken dünya kulübü olma sevdasındaki Beşiktaş camiasının Serdar Bilgili'yi başkanlık yarışında tek bırakması zamanın ve insanlığın gelişimine ters bir davranış. Farklı fikirler ve alternatif düşünceler mevcut yapıdaki dinamizmi güçlendirip başarıyı arttırır. Son 1.5 yılda Bilgili ve yönetiminin başarılı olduğu tartışılmaz bir gerçek. Ancak "Bilgili başarılı" düşüncesinin arkasına sığınarak ya da altında kalarak tek adayla seçime girilmesi Beşiktaş'ın değerleri ve büyüklüğü ile çelişiyor. Camiayı bu duruma düşürenler, bu çekingenliklerinin muhasebesini mutlaka yapmalılar. Serdar Bilgili, bugün 18.00'e kadar önümüzdeki üç yıl kulübü birlikte idare edeceği yönetici arkadaşlarının listesini divan kuruluna verecek. Bu listede dikkat çeken en önemli tablo zaman zaman camia içinde vefasızlıkla itham edilen Bilgili'nin vefalı davranması. Istifa eden ve ayrılanlar dışındaki yönetici arkadaşlarına "Başarılıyız" düşüncesinden hareketle "İsteyen kalabilir" demesi geçmiş başarıların onurlandırılması açısından önemli. Ancak biliyoruz ki, Bilgili eski mesai arkadaşlarına bu jesti yaparken işleri ve imkanları nedeniyle 4-5 yöneticinin ayrılmasını bekliyor. Sadece zamanını mazeret gösteren Prof. Dr. Mete Düren ve prensiplerini ortaya koyan İbrahim Altınsay ayrılma erdemini gösterdi. Bilgili'nin sözünün arkasında durup vefalı davranması bence sancıları sonradan hissedilecek kritik bir hata. Başkanın yeni heyecanlar yaratacak yeni yüzler, yönetime maddi ve manevi güç verecek isimler alması daha uygun olurdu.
***
Futbol takımına gelince.. Lucescu müthiş bir denge ustası.. Ahmet Dursun'un gönderilmesi ve ortaya çıkan manzarada yine Lucescu'nun izleri var. İlhan'ın varlığını kendine sorun edinip, savaşmak yerine kaçmayı tercih eden Ahmet Dursun'a Lucescu'nun onayı ile yol verildi. Lucescu, Lazio maçı sonrası rest çeken Ahmet Dursun'u Sinan Engin'in ateşini de kullanarak gönderdi. Beşiktaş yönetimi böyle bir olaya çoktan razıydı çünkü Ahmet Dursun futbol oynamadan 500 milyar almaya hak kazanmıştı; her ay başı da 50 bin dolar alacaktı. Ali Eren ve Tolga gibi lig yarışı sırasında otoriteye isyan bayrağını açan futbolcular gibi A.Dursun da hemen değil, en uygun zamanda cezalandırılmasıdır. İlie olayı da Lucescu'nun yine bir taşla üç kuş vurma hesabı...
1-İlhan'ı zorlama ve kazanma..
2-İlie'yi iyileştirip yeniden Rumen ve dünya futboluna kazandırma..