|
 |
|
 |
  |
|
Fenerlerin öyküsü kitap oldu
Türkiye'deki 50 deniz feneri, 6 aylık bir çalışmayla gün ışığına çıkarıldı. Türkiye'nin kıyı kentleri dolaşılarak, kaybolmaya yüz tutmuş fenerler 'Yalnızlığın Işıkları Deniz Fenerleri' adlı kitapta bir araya getirildi.
Türkiye'deki unutulmuş, hatta çoğunun nerede olduğunu bile bilmediğimiz 422 deniz fenerinden en önemli 50 tanesi, 155 sayfalık bir kitapta toplandı. Yaklaşık 80 gün süren fotoğraf çekimleri, Karadeniz'den Gürcistan sınırına kadar tüm kıyılar dolaşılarak tamamlandı. Deniz fenerlerinin hikayeleri tek tek araştırılıp, fotoğraflarla birlikte "Yalnızlığın Işıkları Deniz Fenerleri" adlı kitapta toplandı. Fikir babası Aykut Tankuter olan 'Yalnızlığın Işıkları Deniz Fenerleri'nin fotoğraflarını Emre Ermin çekti, tasarımını ise Cemalettin Mutver üstlendi. Kaybolmaya yüz tutmuş deniz fenerlerinin korunması ve gün ışığına çıkarılması amacıyla 6 bin 500 adet basılan kitap, resmi ve özel kütüphanelere, devlet arşivlerine, fenerde yaşayan ailelere ve bazı kuruluşlara ücretsiz olarak dağıtıldı.
80 GÜNDE TAMAMLANDI "Yeryüzünün en romantik yapıları bence deniz fenerleridir. Bu kitap, hayatım boyunca yapmak istediğim bir projeydi. Hep 'uzakta bir yerlerde' tek başlarına duruyorlardı. Ama yıkılmadan. Biz bu kitapla onların yalnızlıklarını kalabalıklarla paylaştık" diye konuşan Aykut Tankuter, yapılan çalışmayla ilgili şöyle konuşuyor: "Geçen yıl projeye Novartis sponsor olunca hemen kolları sıvadım. Çalışmalar Ağustos 2003'te başladı. Önce tarihçelerini araştırıp, hikâyelerini tek tek öğrendik. Türkiye'de fenerlerden, Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma İşletmeleri Genel Müdürlüğü sorumlu. Öncelikle resmi izinleri almak zorundaydık. Emre Ermin çekimleri yaklaşık 80 gün gibi kısa bir zamanda bitirdi. Karadeniz'den Gürcistan sınırına kadar gitti ve bu proje için çalışan herkes adına fenerlere dokundu. Gelen fotoğraflar öylesine güzeldi ki, aralarından seçim yapmak hayli zor oldu.
FARK ETMİYORDUK BİLE 422 adet deniz fenerinden sadece 50'sine kitapta yer verebildiklerini anlatan Tankuter, "Daha da ilginci, Antalya'daki Bababurun, İstanbul'daki Yeşilköy, Fenerbahçe ve Mersin Feneri gibi, artık kent, apartmanlar ve yüksek yapılarla bütünleşmiş fenerler de vardı. Biz karadakiler onları fark etmiyorduk bile. Tankuter, çekimler sırasında birçok fenere karayolu ile ulaşamadıklarını, özellikle ada fenerlerine ulaşmanın çok zor olduğunu sözlerine ekledi.
Pervin METİN
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|