| |
|
|
"Görmeme"nin bedeli ne?..
Bağdat Caddesi tek yönlü.. Kurye motosikletleri Kadıköy istikametinde geliyor, ama Bostancı istikametine gidemiyorlar. Sahil yoluna inmeleri, ya da minibüs yoluna çıkmaları gerek.. Kim uğraşır. Hem yol uzar, ki kuryelikte vakit nakit. Hem de boşuna yakıt.. Çözüm.. Kaldırıma çıkıyorlar. Yayalara ayrılmış kaldırıma ve orayı kullanıp ters yönde gidiyorlar. O yol yayalara ayrılmış kimin umurunda. İstanbul'da tüm düzenlemeler araç kullananlar için yapılır. Batsın yaya.. Bağdat Caddesi'nde bir motosiklet neredeyse üzerimizden geçti.. Yürüyoruz. 10 metre ötede bir trafik polisi.. "Yayaların kaldırımında motosiklet dolaşmasına nasıl izin veriyorsunuz" dedik.. "Görmüyorum" dedi.. Tam o sırada bir motosiklet daha geçti.. "İşte bir tane daha" dedik.. "Görmüyorum" dedi.. "Gör-mü-yo-rum!.." Görmemenin bir fiyatı, bir bedeli olduğu kesin.. Yoksa niye görmesin ki..
*** Ayazma Deresi Caddesi'nden aşağı iniyorum.. Burası pek kullandığım bir cadde değil, ama fevkalade işlek bir yol. Barbaros Bulvarı'nı Fulya'ya bağlayan arter.. İki tarafta sıra sıra oto galerileri.. Galeriler caddesi gibi.. Arada boşluk yok.. Güzel.. Güzel de.. Halkın yürümesi için ayrılmış kaldırımlar, galerilerin showroomu olmuş.. Bütün kaldırımlar satılık arabaların işgali altında. Yayalar yola inip yürümek zorunda, yokuş aşağı ve yukarı.. Ve de fevkalade hızlı akan bir trafik var orada.. Kaldırımı galericilere bırakan düzenin yayalara nasıl işkence yaptığını düşünün. Yaşlı bir anneanne minik torunu ile bu akan trafiğin içinde yürümek zorunda kalıyor, mesela. Sakatı var, engellisi var.. Sordum.. Aylardır böyleymiş.. Peki aylardır bu caddeden bir tek trafik sorumlusu, o zırt pırt araba yükleyen çekicilerin hiçbiri geçmedi mi?. Geçmez olur mu?.. Her gün on defa geçtiklerine iddiaya girerim.. Peki kaldırım işgalini niye engellemiyorlar.. Çünkü "Gör-mü-yor-lar.." Fiyatı kaç acaba görmemenin?..
*** Park yasağı işareti, Akmerkez etrafında çepe çevre.. Altına bir ilave levha asmışlar ki, devlet iki paralık olsun. Otorite sıfırlansın.. "Yol boyunca.." Yol boyunca park etmenin yasak olduğu Akmerkez'in çevresi yol boyunca park etmiş arabalarla dolu bir otopark haline gelmişti. 27 araba saydım, bıktım bıraktım. Devletin halkla en çok karşı karşıya geldiği alan trafiktir. Burayı düzene alırsanız, pek çok sorunu bağlı olarak çözersiniz. Çünkü halk devletin ve otoritenin varlığına inanır. Laf.. Akmerkez Dinçkökler'in. Altında koca otopark var. Paper Moon, Dinçkökler'in.. Paper Moon'a gelen arabalar park yasağı işliyor, otoparka alınmıyorlar. Lokantasına gelen müşteriden park parası nasıl alır. Otopark para basarken orada yer ayrılır mı?.. Halkın, senin benim yolum ne güne duruyor?.. Park yasağı mı?.. Güldürmeyin.. Orası trafik polisi dolu.. Ama görmüyorlar. "Gör-mü-yor-lar!.. Ben yazıyorum üç gün görüyorlar. Sonra eski tas eski hamam.. Çünkü "Görmemenin bedeli" var. Etiler-Bebek inişi kavşağın içi oto park. Yanında ekip arabası.. Hem de trafik ışığının altında park edip kavşağı tıkayanı görmüyor. Ben yazınca üç gün görmeye başlıyorlar, sonra gene görmez oluyorlar.. Neden?.. Görmemenin bedeli var çünkü.. İstanbul Emniyet Müdürü Cerrah çırpınıyor.. Trafik Müdürü Hanlı hem de nasıl çırpınıyor biliyorum.. Ama "Görme"yi sağlayamıyorlar.. Çünkü "Görmemenin Bedeli" onları aşıyor!.
|