| |
|
|
Mantık hatası sanatı bozar mı?
LİSEDEYKEN William Golding'in 'Lord of the Flies' adlı romanını okumuştuk. Hani Türkçe'ye 'Sineklerin Tanrısı' diye çevrildi. Filmi de yapılmıştı. Defalarca TV'lerde gösterildi. İşte o romanda bilimi simgeleyen Piggy denilen bir oğlan vardı. Issız adaya düşen bir grup çocuk onun gözlükleri sayesinde ateşe kavuşmuştu. Bilirsiniz yakını görmeyen hipermetropların gözlük camı güneş ışığını belli bir yere odaklar. Kağıda, tütüne, kuru yapraklara falan doğru tutarsanız bir süre sonra alev alırlar. İyi de... 'Küçük bir sorun' vardı: Piggy uzağı görmüyordu! Yani miyoptu. Yani gözlük camları ışığı toplamaz, tersine dağıtırdı. Biz de derste yazarın böyle bir hata yapmasının romanın edebi değerini düşürüp düşürmediğini tartışmıştık. Şu sıralar Beşir Ayvazoğlu'nun yazdığı 'Peyami'yi okuyorum. Peyami dediği Peyami Safa (1899-1970). Hani 'Dokunucu Hariciye Koğuşu', 'Fatih-Harbiye', 'Yalnızız' gibi önemli romanların yazarı. Ayvazoğlu yazarın 'hayatını, sanatını, felsefesini ve dramını' anlatıyor. Türkiye'de az bulunan güzellikte bir biyografi. Neyse... Meğer bizim eski yazarlarımız da ne hatalar yapmış. Peyami Safa, yazar arkadaşı Mahmut Yesari'ye yakınıyor: "Sözde Kızlar adlı romanımda bir kıza kokain çektirdim. Kız güya kokainin tesiriyle uyuyor. Biri uyardı: Kokain uyutmaz, uyandırır! Eyvah. Ama ne çare, kız hala uyuyor..." Bunun üzerine Mahmut Yesari ona başka bir örnek verir: "Bizde poker en fazla 5 kişiyle oynanır. Ama Reşat Nuri masaya 8-10 kişi oturtmuştu. Bir başka yazısında da kara kasabası olan Bayındır'dan Meis Adası'na yelkenliyle gitmişti." Peyami devam eder: "Halide Edip de 'Ateşten Gömlek'te, bir kurşunla çenesi dağılan adamı, 'Aman Allahım' diye bağırtır."
*** Artık pek az roman mantık hataları açısından inceleniyor. Onun yerine millet enerjisini 'Yüzüklerin Efendisi' ya da 'Matrix' gibi filmlerdeki abuklukları bulmaya harcıyor. "Ha roman, ha film; ne fark eder" diyeceksiniz. Doğru da değişen şu: Kimse bu hataların sanatı bozup bozmadığını tartışmıyor.
|