KKTC ve İstanbul seçimleri
Türkiye'de mahalli seçimlerin hesabı yapılırken, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) ise adanın kaderini değiştireceği gözüyle bakılan seçimlere bir hafta kaldı. Yavru vatana sayısını hatırlayamadığı kadar seyahat yapmış birisi olarak, son seçimlerle ortaya çıkan tabloya, KKTC halkının gözüyle baktığımda iki şey dikkat çekiyor. Birincisi; çözümsüzlüğün çözüm olma gidişatına son verilme arzusu... İkincisi; KKTC halkının da mevcut yönetimlerden ve yöneticilerden bıkkınlığı... İşadamlarının değerlendirmeleri ise daha farklı. Türkiye'nin KKTC'yi ekonomik değerleriyle, üretimiyle, ürünleriyle büyümesi için desteklemediği gibi kendi yağıyla kavrulacak hale gelmesinin de önünü kestiğine inanılıyor. Geçmişte, Türkiye-KKTC ilişkilerinin ekonomi boyutunu yeterli derecede irdelediğime inandığımdan KKTC'li işadamlarına sonuna kadar hak veriyorum. KKTC'nin portakalı, enginarı ve hellim peyniri bile Türkiye'de pazara çıkabilmek için Yunanistan'dan gelen ürünlerden daha meşakkatli bir prosedürden geçmek zorunda kalıyordu. 1990'lı yılların ortalarına doğru KKTC ürünlerinin bazılarına Mersin Gümrüğü'nde millileşme esnasında sağlanan kolaylıklar da 'Yavru Vatan'da ticari hayatı geliştirmeye yeterli olmadı. Sadece Mersin'de ve adları konan mallar ve kalemlerde temin edilen ticari kolaylıkların yanı sıra, KKTC'de Mehmetçiğin sarf malzemesinin bir çoğunun da Türkiye'den gönderiliyor olması, adaya Türk bakışını yeterli bir şekilde izah ediyor olmalı. Son kertede Türkiye, askeriyle, hükümetiyle, KKTC'de mevcut düzenin devam etmesini, en azından aynı kişilerle, Avrupa Birliği (AB) serüvenini yaşamayı arzuluyor. arzuluyor. KKTC'de ise değişen dengeler, her gün farklı yorumlar yapılmasına sebep oluyor. KKTC'nin solcu ve barıştan yana partileri Annan Planı çerçevesinde masaya oturmak istiyor. Sağcı partiler ise, 'Ya Yorgo Ya Mehmetçik' sloganlarıyla, solcu partilerin iş başına gelmesi halinde 'Yavru Vatan'ın Rumların eline düşeceğine işaret ediyor. Fakat, Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP) seçimlerde galip gelmesi halinde, sanılanın aksine Türkiye'nin istediği ve arzuladığı yönde gelişmeler de olabilir. CTP'nin Annan Planı çerçevesinde masaya oturma isteğine, Rumlar'ın yanaşmayacağı ve masadan kaçacakları tahminleri yapılıyor. Böyle bir gelişme olması halinde 4 Mayıs 2004'te Rum tarafının AB'ye girmesi suya düşebilir. Ve adada KKTC ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin şansları eşit hale gelebilir. Sürpriz Güllüce ve Unakıtan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na AK Parti'den kimin aday gösterileceği sorusu gizemini korumaya devam ediyor. Bazı isimler öne çıksa da, Başbakan Erdoğan'ın sürpriz yapacağına dair bilgiler, her şeyi gölgeliyor. Bize ulaşan haberlere göre, sürpriz adaylar arasında üç dönem üst üste Tuzla Belediye Başkanı seçilen İdris Güllüce isminin öne çıktığı yönünde. Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Fakültesi ve A.Ö.F.Sosyal bilimler bölümü mezunu olan Güllüce, Erdoğan'ın da yakından tanıdığı, AK Parti'nin çekirdek kadrosunda yer alan bir isim. Belediye başkanlığı döneminde hiçbir menfiliğe prim vermeyen ve şaibesi olmayan Güllüce ile birlikte, Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın da bizzat kendisinin İstanbul'a aday olmayı arzuladığı ifade ediliyor. Hatta, seçimlere katılmayarak, sonradan listeye girmesindeki esprinin İstanbul adaylığı olduğu belirtiliyor. Ancak, Başbakan Erdoğan'ın da Maliye Bakanı'nın görevini bırakmasına sıcak bakmadığı ifade ediliyor. KKTC ve mahalli seçimlere yöneten ve yönlendirenlerin bakışı böyle. Yönetilenlerin kararını görmeye ise az bir süre var.
|