|
|
|
|
ABD'de uçmak kâbusa döndü
Amerika koca bir korku imparatorluğu haline geldi. Terör saldırısına karşı alınan önlemler insanları bezdiriyor Uçaklardaki tedbirlerden bıkan yolcular krizdeki şirketlerin cimrilikleriyle de başa çıkmak için artık sefer taslarıyla yola çıkıyor.
ÇOĞUMUZ yaşadığımız mutsuzlukların acısını, geride bıraktığımız güzel günlerin anılarına sığınarak hafifletmeye çalışırız. Fırıncıya kızıp, "Nerede o eski ekmekler" diye iç çekeriz. Hormonlu meyvelere isyan edip o eski şeftalilerin kokusu" diye serzenişte bulunuruz. Son zamanlarda, Amerika'ya uçakla seyahat edecek yolcular da benzer bir ruh hali yaşıyor. Terör saldırısı korkusu ayyuka çıkınca uçak yolcularının, bir zamanların hiçbir limana demir atmasına izin verilmeyen ortaçağın cüzzamlı taşıyan gemi yolcularından hiç bir farkı kalmadı. Son bir haftadır, İngiliz, Fransız ve Meksika'dan Amerika'ya giriş yapmak istenen altı uçağa kalkış iznı verilmedi. Uluslararası terör nedeniyle özellikle Noel ve yılbaşı kutlamaları nedeniyle alınan devasa önlemler, sokağa çıkanlara eziyet çektirmeye başladı. Havalimanlarından sonra, gemiler, limanlar hatta şehirlerarası otobanlarda bile güvenlik çemberi iyice daraltıldı. Otobanlarda neredeyse adım başı asılı ışıklı levhalarda "şüpheli gördügünüz her şeyi ...... şu numaraya bildirin" duyuruları yazılı.
OTOBANDA ARAMA Önlemler elbette bununla bitmiyor. Otoban polisinin hiç bir gerekçe göstermeksizin aracınızı durdurup sıkı bir 'ince' arama yapması da olağan olaylar arasına girdi. Amerika'da her şeyi ve herkesi olağan şupheli haline getiren 'güvenlik kuşatması' en çok da havalimanlarında ve uçaklar da hissediliyor. Bu da o tatlı 'uçuş'ları artık mazide kalmasına yol açıyor. Ama aslında uçuşların eski tadının kalmamasını sadece teröre bağlamak da yanlış olur. Son bir-iki yıldır, Amerikan uçak şirketlerinin yaxşadığı ekonomik kriz nedeniyle hizmetlerindeki inanılmaz düşüşten de söz etmek gerekiyor.
ADA VAPURUNA BİNER GİBİ Amerikan uçak sirketleriyle uçus yapmak zorunda olanlar, artık bizim 'Ada vapuruyla' seyahat edenler gibi yanlarında yiyecek taşımaya basladı. Belki, onlar bizimkiler gibi zeytinyağlı dolma, kuru köfte, börek, çörek yapmasını bilmiyorlar ama, istisnasız bütün yolcular yanlarıa sandöviç, kurabiye hatta sişe sularını almadan uçağa binmiyorlar. Son zamanlarda bu "cimrilik" o kadar arttı ki, artık uçakların içi yemek kokusundan geçilmiyor. First Class ve Business Class yolcuları bile her ihtimale karşı çantalarına birer kurabiye kutusu atmayı ihmal etmiyorlar.
FIRST CLASS'DA KURABİYE KUTULARI Amerikan uçak şirketleriyle, Avrupa'ya uçanlar, daha doğrusu okyanusu geçenlerin aldığı hizmette büyük gerileme gözükürken, iç hatlarda durum daha da acıklı. Örneğin, New York-Las Vegas, veya Philadelphia-Las Vegas gibi 5-6 saatlik uçuş süresinde sadece bir bardak cay-kahve içmişseniz kendinizi şanslı olarak kabul edin. Bir bardak bira veya ufak bir şişe sarap içmek isterseniz beş dolar ödemek zorunda kalacaksınız. Daha bitmedi... Uçuşlar sırasında gösterilen filmleri izlemek için kullanılan kulaklıklar da beş dolardan satılıyor. Artık tercih size kalmış. İster kitabınızı okursunuz, isterseniz bastırırsınız beş doları kulaklığınızı alır film izlersiniz...
MELTEM PUSAT
|
|
|
|
|
|
|
|
|