  |
|
Polis, kime anlatsın derdini?
Geçen cuma günü bu köşede biri Polis Meslek Yüksekokulu öğretmeni, öteki bir grup polis memurunun meslekleri ile ilgili yayımladığım iki mektup, polis camiasında oldukça yankı uyandırdı. Bugün de on sekiz yıl mesleğine hizmet vermiş, 820 milyon maaşla halen İstanbul'da çalışan yüksekokul mezunu bir polis memuru görüşlerini aktarıyor. Yasaya göre adları saklı tutulan polislerin sorunları üzerine görüş ve düşüncelerini açıklaması sürecek...
***
SABAH Posta Kutusu'nda 13 Aralık 2003 tarihinde yer alan yazınızı okudum. Son zamanlardaki polis haberlerine bir ışık tutarım diye yazmaya karar verdim. İstanbul'da 32 ilçe var, bu 32 ilçenin de 32 tane Asayiş Büro Amirliği bulunmakta... Bu birimlerde çalışan tüm memurlar 24/24 esasına göre çalışır. Örnek: 13/12/2003'te sabah saat 09.00'da görev alırsın, 14/12/2003'te sabah 09.00'da bırakırsın. Tam 24 saat çalıştıktan sonra evine gider yatarsın (bazen sabah göreve devam etmek zorunda olduğun da olur.) Trafiği de hesap edersek bu 26 saati bulur. Kalktığında saat öğleden sonra 15.00-16.00'dır. Hafta sonu tatil yok, bayram izni yok, yıllık izin kura ile çekilir, eşine dostuna hangi zamanda nasıl gidersin? Tiyatroya, sinemaya, pikniğe gitmek bir yana, kitap okumayı hayal bile edemezsin. (Hem maddi hem de zaman açısından..) Her amirin kendine özgü kuralları ve zafiyetleri vardır. Kimi özel işinde kullanır sizi, kimi mesai saatlerini kendi belirler. Sanki zorla çalıştırılan memur ne kadar faydalı olacaksa... Bunlar da bir tarafa, uğraştığın insanlar genellikle hırsız, katil, uyuşturucu müptelası, sarhoş vs... Yani psikolojik olarak normal olmayan insanlarla hep muhatapsın, bir de insan olarak kendinize ait maddi manevi, ailevi ufak tefek problemleriniz var. Dilenci görür acırsın, evden kaçanı bulursun çocuğun aklına gelir. Bütün bunlar bizde bilinç altında bir şeyler bırakır, derdinin dert olduğunu anladığında kimseye anlatamazsın. Sıralı amirlerin seni dinlemez, çünkü onlar da aynı şeyleri aşağı yukarı yaşıyordur. (Bir Asayiş Şube Müdürü'nün, İlçe Emniyet Müdürü'nün ne zaman istirahatlı olduğu belli değildir mesela...) İçişleri Bakanı, "Polisler haftada 40 saatten fazla çalışmamalı ve buna göre düzenleme yapın" diye tamim veriyor, ama uygulamada yok. İşe bir de insan hakları boyutundan bakalım: Eğer biz insan isek bir insan 24 saat çalıştırılır mı? Eğer insan değilsek İstanbul halkının bizden insanca muamele beklemesi normal mi? Bu kadar eziyeti gören insan, elbette kendini vurur, cinnet getirir. YÜKSEKOKUL MEZUNU BİR POLİS MEMURU
|
