|
|
 |
 |
 |
 |
|
Çok konuştuk... Ve konu Popstar'a geldi
Tarkan... Adam çok akıllı. Bu yüzden her dakika televizyona çıkmıyor, bir kulüpte üst üste 15 gün çalışmıyor. Ben gideceğim 30 milyon verip Tarkan'ı seyredeceğim... O zaman ne özelliği kalır?.
naim Dilmener... Aslında hikayeci olduğunu söylüyor. Ama buna rağmen kendini yazar olarak değil, müzik yazarı ya da eleştirmeni olarak tanımlıyor. Pop tarihi deyince akla ilk gelen isimlerden biri olmasına karşın popüler biri değil. Zaten bunu da istemiyor, "Çünkü popüler olması gerekenler aslında yazdıklarımızdır, şarkıcılardır, oyunculardır, müzikçilerdir" diyor. Müzikle ilgili bir günlük tutuyor ve bunlar Picus'da yayınlanıyor. Açık Radyo'da tadına doyulmaz programlar, Radikal İki'de eleştiriler yazıyor. "Sevdiğim müzisyenler kötü bir şey yaparlarsa ben onları da yazarım" diyecek kadar da işini seviyor. Geçen yıl içinde piyasaya çıkan 'Bak Bir Varmış Bir Yokmuş' isimli 'Hafif Türk Pop Tarihi' kitabının yazarı. Bu konuda Türkiye'de yazılmış tek ve en önemli kaynak olarak gösterilen kitabın, 3-4 yılda bir yeni gelişmelerin eklendiği devamları basılacak. Ve Dilmener asıl sürprizini, yaklaşık bir yıl sonra Ajda Pekkan'ın müzik yaşantısını anlatan kitaba imza atarak yapacak. Asıl mesleği mali müşavirlik olan 1956 Mardin doğumlu, evli ve 'Oğulcan' isimli bir oğlu da bulunan Naim Dilmener'in bir başka özelliği de 1997'den bu yana düzenlediği 'Eski 45'likler' gecelerinde DJ'lik yapması. Dilmener, yılların sanatçısı Erol Büyükburç ve eşi Ute'nin sahne aldığı çarşamba gecesi de özel arşivindeki 60'lardan günümüze ait parçaları Babylon'da müzikseverlerle paylaştı. "İlk defa bir sponsorum var. J&B gerçekten muhteşem bir organizasyona imza attı" diyen Dilmener, aslında günümüz müziğini daha çok sevdiğini de itiraf etti: "İnsanların beni çağırmalarının nedeni eskileri bilmem, eskilerin arka arkaya nasıl dizileceğini, hangi tempoda dizileceğini bilmemden dolayı. Ben müzik seviyorum. Bana milyar versen, düne dönmem, ben bugünü seviyorum."
*Bugünlerde insanların müzik alanında en çok konuştuğu olay nedir?
Bu aralar hepimizin konuştuğu tek konu var: Popstar. Popstar'ın sosyolojik anlamda, siyasi anlamda, televizyon yayıncılığı anlamında dibe vurma noktalarımızı göstermesi konusu ayrı. Bütün bunlar üzerine başkaları konuşsun. Ama ben müzikal anlamında diyebilirim ki, bu yarışma müzik dünyasına hareket getirecek. Çünkü Türk tarihinde görmüşüzdür ki, müzik yarışmalarından sonra piyasaya bir hareket gelir. Sonuçta kalıcı şarkıcı çıksa da çıkmasa da, bunların her biri albüm yapacak, bu albümlerin bir kısmı sevilecek, satılacak. İnşallah dilerim ikinci, üçüncü albümlerini yapacaklar.
*Sizce bu çocuklardan kim ya da kimler kalıcı olabilir?
Firdevs kesinlikle kalıcı olur. Olağanüstü. 4 haftada inanılmaz şarkıcı olmuş. Bu kız 1 senede kim bilir ne yol kat edecek? Evren favorimdi, Evren müthiş bir ses. Elendiği sırada söylediği 'Bambaşka Biri'yle sahneye yaydığı elektrikle bir star olabileceğini de gördük.
*Diğerlerini nasıl buluyorsunuz?
Eser, Ersan Erdura'ya benziyor. Bayhan tam bir Ali Rıza Binboğa taklidi. Barış'ı Rober Hatemo'ya benzetmiştim. Barış bana hiç cazip gelmiyor. İyi ses, fena ses değil. Çok iyi şarkı söylemiyor, bir şarkıyı boydan boya düzgün çıkartabiliyor ama bu marifet değil. Bu piyasada onun gibi yapabilen bir sürü insan var. Abidin, Tarkan'a benziyor, benzemek için de gayret sarf ediyor. Şeker bir çocuk. Selçuk'un sesi hiç fena değil ama şimdiden bir starmış gibi davranıyor. İki yıl sonra ne yapacak? Aydan da çok iddialı, çok hırslı. Her şeyi ezer de star olurum havasında. Elena, Türkçe'si bozuk ama tekniği çok iyi. Onunla ilgili yapılan şu milliyetçilik olayı, bu çağda çok ayıp.
*Herkes popstarın ne olduğunu konuşuyor, nedir popstar?
Yurtdışında popstar diye bir program olduğu için bizde de böyle yayınlanıyor. Popstar diye bir kavram yok. Tıpkı bir TV star, tiyatro star olmadığı gibi. Ya starsınızdır ya da hiçbir şey. Popstar kavramını bize programın kendisi dayatıyor, adı öyle olduğu için. Belki de yapımcıların kendisi özellikle tartışalım diye böyle yaptı. Çünkü ne kadar böyle yapabilirse Popstar o kadar marka olacak.
*Niye bu kadar merakla izleniyor bu yarışma sizce?
Valla ben de cuma ve cumartesiyi iple çekiyorum. Ama ben kendime 'Niye bu kadar bütün ahlaki standartlar ayaklar altına alarak bir yayıncılık yapılıyor, niye jüri yarışmacıları bu kadar aşağılıyor, jüri yarışmacılardan çok kendini yarışmacı kabul ediyor?' diye çok sordum. Jüri şu anda yarışmacılarla yarışıyor bence. Kameraları, ışıkları kendi üzerlerinde istiyorlar. Yarışmacıları rakip gibi görmeye başladılar. Her şey ben daha fazla ünleneyim durumu. Niye bu kadar heyecanla izliyorum? Polisiye dizi gibi. 'Acaba ne olacak?'
*Jüri doğru bir seçim mi?
Doğru bir seçim. Bir menajer, bir televizyon yapımcısı, bir plak yapımcısı, bir sanatçı. Format bu. Jüri bana göre yarışmacılara faşistçe davranıyor. Moral olarak onları yerle bir edecek cümleler söyleniyor. Orada 19 yaşında çocuklar da var. Şimdi çocuklar daha işin heyecanındalar. Fakat bütün bunlar olup bittikten ve gerçekten hiçbir şey olmadıklarını gördüklerinde, o zaman zor toparlanırlar. Jüri sıfırcı hocalar gibi davranıyor.
Belgin ÇOBAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
