İmar Bankası'nda vekillerin parasını Allah korumuş!
DEVLET Bakanı Ali Babacan, İmar Bankası olayı ve mağdur olanlara yönelik sorularımıza da yanıt verdi. Babacan, "İmar'da bizim de paramız vardı ama iyi ki el konulmadan önce çekmiştik, diyen bazı milletvekillerimiz oldu" dedi. Babacan, bonozedelere ödeme yapılması için gerekli çabayı gösterdiğini ancak TBMM'de tepkiyle karşılaştığını söyledi. Babacan sorularımızı şöyle yanıtladı:
* Hazırladığınız yasa tasarısı bonozedelere de ödeme yapılmasını içeriyordu. Ama milletvekilleriniz ikna olmadı. Neden? Bankada 400 bin mağdur var. Yüzde 95'inin problemi tamamen çözüldü. Ancak geri kalan yüzde 5 için durum farklı oldu. Buna rağmen kamuoyu bono tarafına bakıp, sorunu ciddi oranda çözdüğümüzü görmezden geldi. İmar Bankası diğer 20 banka gibi Fon'a devredilseydi, bono parası da ödenecekti. Ama banka tasfiye sürecine girdi. Bankacılık faaliyetleri durduruldu. Böyle olunca bonoları ödenme mecburiyeti zaten yoktu.
* Bonolarda ciddi bir ayrım yapıldı... Evet.. Ama siz yasa çıkarmadan ödeme yapmanız mümkün değil. BDDK kararları ve mevzuat var.
* Doğru ama, BDDK, ticari mevduatları da güvence kapsamına almıyordu. Bunu değiştirdiniz... Denildi ki, bu bankada derneklerin, vakıfların, apartman yöneticilerinin hesabı var. Bu kurumların açtığı mevduat, ticari mevduat gibi işlem görüyor. Güvence kapsamı dışında. Bunların mağdur olduğunu söylediler. Milletvekillerimizden gelen talepti. Bonolor ödenmemesi için vekillerden "Madem ödeme zorunluluğumuz yok niye 850 trilyon ödeyelim' diyerek ciddi bir tepki ile karşılaştık.
* Anlayamadığım şu: zorunluluk yok iken ticari mevduatı ödeyelim diyenler, neden bonoyu ayırdı. Belki de haksızlık ediyorum ama AKP tabanı içerisinde bono ile haşır neşir olan milletvekili yok galiba. Mesela siz hiç hayatınız da bono aldınız mı? Bugün mesela milletvekillerimizde bana gelipte "İmar Bankası'nda benim param vardı. Allah'tan zamanında çekmişim" diyen milletvekillerimiz oldu. Yani öyle düşünmemek lazım. Şimdi bakın, büyük bir yükün devletin üzerinde kalması kamu vicdanında kabul gören bir şey değil.
* Benim vicdanım da böyle diyor ama suç mevduat yapanlarda ve bono alanlarda değil ki... Bakın, para gitmiş. Ortada para yok. Normalde bankanın aktifi olur, alacağı olur. Maliyeti oradan çıkarmaya çalışırsınız. Ama o da yok. Topu topu resmi bilançosunda 500 milyon dolar kredi görünüyor. Bu kredinin tamamını yine kendi şirketlerine kullandırmış. Böyle acayip bir tabloyla karşı karşıya kaldık.
* Açıkçası hala anlayamadığım ve yanıt veremediğim şu. Hükümet, 8 katrilyon civarındaki ödemeyi kabul edip, bonoyu neden ayırdı? Ayrıca neden 50 milyarın üzerindeki mevduatı güvence kapsamına aldınız? Bankalar Kanunu mevduat garantisinin kapsamı ve limiti konusunda yetkiyi BDDK'ya vermiş. Bu kurum, 3 temmuz tarihinde 50 milyar limitini sınırsız yapmış. Eğer 50 milyarın üzeri ödemeseydik, BDDK'yı yok sayacaktık.
* Ama aynı BDDK ticari mevduata güvence vermemişti. Bunu yok saymadınız. Ortada bir çelişki yok mu? Unutmayın, yasa tasarısında ticari mevduat ödenmiyor ama Hazine bonosu ödeniyordu. Komisyonda tartışmalar çıktı. Perşembe günüydü. İstanbul'da da patlamalar olmuştu. Toplandık sabahtan ama sonra toplantılar iptal edildi. Bayramdan sonra Komisyon tekrardan toplandı ve çok ciddi itirazlar geldi. 50 milyar lirayı neden ödüyoruz. Bonoyu neden ödüyoruz diye. Ancak biz izah ettik. Bonolar da ödenmeli dedik. İkna ettik. Sonra tasarı TBMM'ne geldi. Ödemeyelim konusunda ciddi bir eğilim doğdu. Ve ödememe kararı çıktı. Eğer Fon'a devredilseydi mesela hepsi ödenecekti. Bir de tabi şu var. İmar Bankası'nın lisansı iptal edilmiş. Ve vatandaş bunu incelemeliydi.
* Haziden Sorumlu Devlet Bakanı'sınız. Bugün benim herhangi bir bankadan aldığım bononun karşılığının olup olmadığını ve Hazine bonosu aldığım bankanın açığa satış yapıp yapmadığını bilme şansım var mı? Sizin var mı? Bankalar denetlendiği zaman bankaların bilançosunda ne kadar bono satışı görülüyorsa, o kadar da Hazine bonosunun bilançoda dengeli bir şekilde görülmesi lazım. BDDK gibi kurumların bunları denetliyor olması gerekiyor. Şimdi bir komisyon kurduk, inceletiyoruz.
* Dünyanın pek çok ülkesinde bonolar için müşteri bazında saklama hizmeti veriliyor. Türkiye'de ise banka battığında Hazine bonosu bankanın varlıkları içerisinde sayılıyor. Dolayısıyla o bankayı iflas sürecine soktuğunuz zaman siz Hazine bonosu alacaklısı olarak iflas idaresinde alacaklı yazılıyorsunuz. Buna örnekte İmar Bankası oldu.
* Diyelim ki, İmar incelemesi bitti ve "Açığa bono satışını tespit etmesi mümkün değil" denildi. Denetçinin göremediğini vatandaş nasıl görsün? Bütün dolandırıcılık zararlarını devlet mi karşılasın sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz.
* Dediğiniz doğru. O zaman devlette banka diye tabela astırtmasaydı... Problem nereden kaynaklanıyor biliyor musunuz? Yani kimin bankacılık yapabileceği, kimin yapamayacağı çok kritik bir karar. Hele hele devletin yüzde 100 garanti verdiği sistemde banka sahipleri ve yöneticileri çok önemli. Çünkü devlet kefil oluyor. Düşünün ki devlet kimlere kefil olmuş.