|
 |
|
 |
  |
|
Babası gibi antika aşığı
Maya Portakal, tokmağı eline alarak yılın en büyük müzayedesinde satış yaptı. Genç kız, babası Raffi Portakal'ın ardından müzayede salonlarında sesini duyurmaya hazırlanıyor.
Ünlü müzayedeci Raffi Portakal'ın 20 yaşındaki kızı Maya Portakal, yılın son müzayedesinde babasının tokmağını eline alarak satış yaptı. Paris Sorbon Üniversitesi'nde Sanat Tarihi okuyan genç kız, dördüncü kuşak Portakal olarak müzayede salonlarında boy gösterecek. Antikalar arasında yürümeyi öğrenen ve çocukluğu Türkiye'nin en değerli kristalleri, porselenleri ve tabloları arasında geçen Maya Portakal, yıllar sonra müzayede salonunda satış kürsüsüne çıkan ilk kadın oldu. Geçtiğimiz pazar günü Conrad Otel'de yapılan 2003 Kış Müzayedesi'nde babası Raffi Portakal'ın yanında kürsüye çıkan Maya, ilk deneyimini 2.5 trilyon liralık satış yapılan yılın en büyük müzayedesinde yaşadı.
SATIYORUM SAATTTTIIMM 8 milyar liradan satışa çıkarılan, ahşap üzerine sedef ve kemik kullanılarak kakma tekniğiyle geometrik desenler işli 19. yüzyıl yapımı sedefli rahleyi 16 milyar liradan satan Maya, bunun ardından 2 Hattat makası açık artırmaya çıkarttı. Satıyorum satıyorum sattııımmm... diyerek tokmağı vurduğum an hayatımın en büyük heyecanını yaşadım" diyen Maya Portakal, müzayedede giydiği kıyafeti öğrenim gördüğü Paris'ten almış. Dört yıl boyunca katalog ve bayrak satışında görevli olduğu için sanatseverlerin çoğunu yakından tanıyan Maya, Babam bana hiçbir zaman bu işi yap demedi ancak yapabileceğim başka bir iş olduğunu düşünmedim. Doğduğum günden beri çevrem antikalarla dolu" diye anlatıyor antika dünyasını profesyonel olarak seçme nedenini.
DÖRDÜNCÜ KUŞAK Bedesten'in kurucusu olan büyük dedesi Yervant Portakal, ardından dedesi Aret Portakal ve antika sektöründe Portakal Sanat ve Kültür Evi ile bir marka haline gelen babası Raffi Portakal'ın yürümeyi müzayede ardından bir müzayedede ilk kez yer alan Maya, üç saat boyunca bayrak takibi konusunda babasına yardımcı oldu. Bu alanda en büyük çekincelerinden birinin bayrak atlama olduğunu anlatan genç müzayedeci, "Alıcıların çoğuna aşina olduğum için, onların küçük hareketlerini izlemem mümkün oluyor. Bazen çok küçük nüanslarla artırmaya katılmak isterler, gözlerle anlaşmamız gerekir. Zaten çoğu ile aramızda özel bir iletişim vardır, uğurlu gelsin diye kalem alışverişinde bulunuruz" diyor
PARMAKLARINI ÖPÜYOR Babası ile baş parmaklarını dört kez öperek birbirlerine dokundurduklarını anlatan Maya, Bu garip hareket çocukluğumdan beri babamla benim aramda gizli bir uğurdur. Mutlaka birbirimize şans dileriz" dedi. Müzayede için öğrenimini südürdüğü Paris'ten Türkiye'ye geldiğini ve gece gündüz çalışarak hazırlıkları tamamladıklarını anlatan Maya, bu müzayedenin hazırlık sürecinin 3 aydır devam ettiğini anlattı.
TUZLUK UĞUR GETİRİYOR Zaman zaman rüyalarında bile beyaz bayraklar gördüğünü söyleyen genç müzayedeci, "Bazen onlara yetişemem. Ancak babam da kimi zaman bu rüyanın benzerini görüyormuş" diye anlatıyor müzayedelerin onu nasıl etkilediğini. Portakal ailesi tarafından uğur, şans ve bereket simgesi sayıldığı için müzayedelere tuzluk satışı ile başlandığını anlatan Maya Portakal, "Tuzluk satışları beni her zaman çok heyecanlandırır. Portakal müzayedelerinde tuzluklar o denli ünlüdür ki, zaman zaman tuzluk bulunamazsa babamın arkadaşları Christofle'den tuzluk alır, onlar satışa sunulur. Hatta Portakal tuzluklarını biriktirip koleksiyon oluşturanlar bile var" diye anlatıyor tuzluklarla olan bağını.
RENOIR TUTKUNU Müzayedenin en değerli parçası olan Osman Hamdi'nin eşi Naile Hanım'ın portresini resmettiği portrenin satışından da büyük heyecan duyduğunu anlatan Maya Portakal, "Babama bayrak takibinde yardımcı oldum. 200 milyar liradan başlayan tablo 280 milyar liraya alıcı buldu. Benim için bu portresinin anlamı değerinin yanı sıra romantizmiydi. Mücevher kutuları ve Renoir tablolar da benim en fazla etkilendiğim eserler arasındadır" diye anlattı tutkusunu. Babası Raffi Portakal ile dünyanın önemli merkezlerindeki müzayedelere katıldıklarını da anlatan Maya, "Babam bu konuda tam bir usta. Onun yönettiği müzayedeler çok daha hareketli geçiyor" diyor. Henüz kendisine ait bir antikası olmadığını ancak bir Renoir'a sahip olmayı hayal ettiğini söylüyor.
ESRA TÜZÜN
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|