|
|
Kırılan minik yürek
Öğretmenler Günü'nde öğrencilerin en büyük heyecanı öğretmenler için hazırladıkları sürpriz hediyeleri verdikleri andır. İşte böyle bir anın acı tablosu. Minik öğrenciler anne-babalarıyla birlikte aldıkları hediyeleri heyecanla veriyorlardı. Öğretmen bir yandan öğrencilerini kutluyor, bir yandan da göz ucuyla hediyelerine bakıyordu. Öğrenciler sevdikleriyle bir şeyler paylaşmanın mutluluğunu yaşarken, kendi içlerinde de yarışıyorlardı. Sıra minik kız öğrenciye geldiğinde o da heyecanla yerinden kalktı ve bayram tatilinde öğretmeni için kendi elleriyle yaptığı yağlıboya bir tabloyu yaldızlı kağıda sarılı olarak öğretmenine uzattı. Öğretmen açtı, hediyeye baktı. Minik kız öğretmeni sevgiyle öptü. Sevgisini anlattığı yaratıcılığıyla ortaya koyduğu resim öğretmenini şaşırtmıştı. Öğretmen küçük kıza döndü. "Bunu sen odana as ben sana gelince göreyim" dedi. Minik kız donup kalmıştı. Hediyesini öğretmen neden reddetmişti. Yaptığı resmi mi beğenmemişti. Kafası karıştı. Duyguları allak bullak sırasına oturdu. Resmi de sırasının altına koydu. Diğer arkadaşlarının neler getirdiğini izlemeye başladı. Öğretmene gelen bazı hediyeleri öğretmen alıyor bazılarını ise geri çeviriyordu. Neler oluyordu, anlamıyordu?.. Ağlayarak eve geldi. Olanları anne-babasıyla paylaştı. Ne söylenecek, nasıl anlatılacaktı? Minik kızın yüreğiydi incinen. Annesi kızına sarıldı, saçını okşadı. "Anne sen de öğrencilerinin hediyelerini beğenmeyince böyle mi yapıyorsun?" O bir öğretmen çocuğuydu. Anne kızına bir kez daha sarıldı. Tablonu evimizin salonuna asalım dedi. Sonra düşündü kızına hissettirmeden. Öğretmenlerin ekonomik koşulları iyileştirilmeliydi ki iyi eğitim verebilsinler. Güven içinde yaşama ihtiyaçlarını karşılayamama kaygısıyla olumsuz model olmasınlar minik yüreklere. Sevgiyi, saygıyı, paylaşmayı, üretkenliği öğretebilsinler.
|