| |
|
|
California ideolojisi
DÜN Mehmet Barlas ile birlikte internet konferansına katıldık. Gazeteci ve bilişim uzmanı Şeref Oğuz'un yönettiği panelde bizden başka Tuğrul Yılmaz (Ulakbim) ve Ziya Erdem (TNN) de vardı. Herkes internetin olumlu yönünden söz etti. Ben elbette 'çıkıntılık' yapıp onun karanlık yüzüne değindim. Örnek olarak da California ideolojisini verdim. Bu ideolojinin bayraktarlığını Amerikan Wired dergisi yaptı. 1993'te piyasaya çıkan Wired, bilgisayarlar ve internet sayesinde eğitimden açlığa, suçtan sömürüye birçok toplumsal soruna çözüm bulunacağını iddia ediyordu. Bu fikirler daha çok California eyaletinde yaşayan yeni enteller tarafından savunulduğu için bu ad verilmişti.
***
Bu aşırı iyimser iddialar 8 yıl içinde fos çıktı. 2000'lerin başındaki kriz internetten para kazanmaya çalışanları vurunca millet 'Nerede hata yaptık' diye düşünmeye başladı. Bence bir numaralı hata interneti ve bilgisayarları bağımsız değişken olarak görmeleriydi. 'Teknoloji gelişir, bu da toplumu ilerletir' gibi düz bir mantık duvara tosladı. İnternetin iyi ve kötü, mutlu ve acıklı yanlarıyla insanlığın bir yansıması olduğu unutulmuştu. Bunun üzerine California ideolojisinin yerini 'Teknogerçekçi' görüş almaya başladı. Teknogerçekçiler, "Aman dikkat, eğer ekonomiyi kendi haline bırakırsanız tekelleşme rekabeti yok eder" dediler. Herkese açık olan 'enformasyon' (malumat) ile bilimsel bilginin aynı şey olmadığını söylediler. Enformasyon bedava olabilirdi ama bilimsel bilgiye ulaşmak için bedelini ödemek gerekiyordu. Özetle olaya ütopik ideolojilerle değil, serin kanlı bir biçimde bakmamız gerektiği ortaya çıktı. Panelden sonra Harbiye'deki Radyoevi'nin önünden geçtik. Eskiden darbe olduğunda kontrol altına alınan ilk yer burasıydı. Halit Kıvanç'ın anılarında vardır: Maç anlatılırken dahi spikerin başında asker beklerdi. Ya şimdi? İnternetin başına nöbetçi dikmek imkansız. Eh, buna da şükür!
|