Marksist reloaded
' Çıkan kısmın özeti: Deniz Akkaya, bir dergi için yaptığı röportajda solculukla ilgili engin(!) ve zengin fikirlerini belirtir. Röportaj bitince müdavimi olduğu gece hayatına balıklama dalar. Sabaha karşı gelir, üstünü başını bile çıkaramadan yorgun bir şekilde yatağına düşer, uyur. Rüyasında davetsiz misafiri olacağından haberi yoktur. Gelen Karl Marx'tır. - Hişşş uyan... Uyansana yoldaş kızım. Hala uyuyor. Biz kitleleri uyandırdık, bir tane uyandıramıyoruz, iyi mi? utanmadan yoldaş diyorum, yoldan çıkmış bu... Uyan devrim yapalım be... Tüm işçileri uyanın... Alooo... - Hı... Ne... Kim arıyor? Aloooo- Ay sen de kimsin? Ne oluyor? - Eşeğin şeyi oluyor. Kızım bu nasıl uykuymuş böyle... E, tabii sabaha karşı yatarsan olacağı bu... Vahşi kapitalizmin yahşi kurbanısın ne de olsa... - Aaa aksakallı dede- Ay süpeeeeer, abi yıkılıyooo... Dedecim ayakta kaldınız... Yorulmayın şöyle bir yere oturun, ben hemen basını çağırıp geliyorum. En az bir ay manşetlerden inmem...
- Aksakallı dede de kim? - Ne yani, aksakallı dede değil misiniz siz? - Son tahlilde değilim... - Ay buldum. Sen Noel Baba'sın. Beni bağışlayabilecek misin Noel Baba? Bana ne hediye getirdin? Ay inşallah yeni bir ciptir. - Bak şimdi de Noel Baba diyor, hediye diyor... İnanmayın kızım böyle tüketim toplumu masallarına. Afyon bunlar, insanı böyle uyutur işte... Karl Marks'ım - Ay inanmıyorum... Marks and Spencer mı? Ay bayılırım... Spencer ağbi nerede? - Elinin köründe... Allahım sen bana sabır ver. Allah mı? dedim ben ya? - Ay geçen gün sizin mağazadan bir bluz aldım kendime... İndirim yapmışsınız... Tam 6 tane aldım her renginden... - Sen koskoca Karl Marx'ı tanıma ondan sonra da solculuk şöyle, sosyalizm böyle diye ahkam kes... Lenin, Engels... Bunlar sana bir şeyler hatırlatmıyor mu? - Engels. Yani engeller demek oluyor. Sondaki 's' çoğul eki. Esprili erkeklere bayılırım. Engel yok tanışabiliriz. Yoksa sizinle gece barda mı tanışmıştık. - Bak hâlâ neler saçmalıyor. Benim adım Karl Maaaaaarx. Yani ahkam kestiğin solculuğun mucidiyim. Marksist duydun mu hiç Marksist... - Ay Matrix. Süper ekşın. Duvarlarda yürüyolar falan - Kim duvarda yürüyo? Ekşın ne? Solculuk diyorum. Eşitlik, özgürlük diyorum... Çıldırtma kadın beni... - Ay bence çok saçma solculuk. Ne bileyim, herkes eşit nasıl olabilir ki? Misal ben Tuğba Özay'la eşit olabilir miyim? Lütfen mankenlerle mankencikleri birbirine karıştırmayın. Ayıp oluyor. - Evet ayıp oluyor ama ayıbı yapan sensin kızım... Biz dünyadaki herkesin bir arada, eşit bir şekilde yaşayabileceğine dair bir ütopya kurduk. - Kim top ya? Hangisi? Ama onlardan top diye bahsetmeniz hiç hoş değil. Gayleri çok severim ben. Çok eğlenceli olurlar. - Sen solculukla ilgili ahkam kesmeden evvel kendi yakın geçmişini öğrensen iyi olur. O tarihte senin adaşın yağız bir delikanlıyla karşılaşacaksın. 2 metreye yakın boyu, o kızları aşık eden gözleri, kitleleri peşinden sürükleyen sözleri... - Sen de telefonu var mı? - Müsaade et de lafımı bitireyim. O yakışıklı gencin adı da Deniz'di. Soyadı ise Gezmiş'di. O da benim gibi eşit bir dünya özlemi duyuyordu. O özlem uğruna öldü. - Öldü mü? Ay öldüyse bana niye anlatıyorsun dede... Ay yoksa sen hırsız mısın? Şimdi çabuk burayı terk et, yoksa avazım çıktığı kadar bağırırım. Ay bağırayım valla iyi fikirmiş. En az 10 gün manşetten inmem. - Tamam tamam gidiyorum. Diyalektik materyalizmi bir daha düşünsem iyi olacak... Hadi sana ve senin gibilere iyi uykular...
|