| |
|
|
Danıştay'da yargıçlar var!..
SAĞLIK bu ülkenin en büyük sorunlarından biri değil mi?.. Hastanelerin yetersizliği.. Mevcutların geri kalmışlığı, bu sorunun ana kaynağı değil mi?. İzmir'de bir hastane öyküsünü Sabah Ege'de İlker Çoban imzası ile okudum.. Sabah Türkiye'ye manşet yapsalardı keşke.. Bu ülkenin geri kalmışlığının belgesi diye.. Ama Ankara'da yargıçların hala ve her şeye rağmen olduğunun da kanıtı olarak.. İzmir Alsancak Devlet Hastanesi iyice eskimiş. Yetmiyor. Modern bir ek bina ile geliştirme ve iyileştirme planlanıyor. İçinde çağdaş bir acil servis, poliklinikler, yatılı tedavi üniteleri, biyokimya, doğum başta kadın sağlığı üniteleri, göz birimleri, MR servisleri olan bir ek.. Hastanenin köhne idare bölümü yıkılacak, yerine altı katlı bu modern ek bina yapılacak. İdare binası eski ya.. Gidip Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'ndan da izin alınıyor, yıkılacak binanın kültürel değeri olmadığını gösteren. Bir hayırsever vatandaş, Salih İşgören de 5 trilyon bağışlayınca iş bitiyor.. Siz öyle sanın.. Orası İzmir ve İzmir'de bu kentin çağdaşlaşmasını önlemek için ellerinden geleni artlarına bırakmayan insanlar var.. Bu kentin sahibi olma durumundakilerden tutun da, sivil toplum örgütü oldukları iddiası ile ortaya çıkanlara dek.. İzmir Mimarlar Odası, Koruma Kurulu'nu mahkemeye veriyor ve inşaatın durdurulmasını istiyor. Bölge İdare Mahkemesi, davayı bilirkişiye devrediyor. Bilirkişi kim?.. Davayı açanlarla ayni kafadaki insanlar.. "Durdurula" diye karar veriyorlar. Mahkeme 2 evet, bir hayır oyu ile mimarların isteğini kabul ediyor ve inşaatı durduruyor. İtirazla durum Ankara'ya, Yüce Danıştay'a gidiyor. Danıştay'ın kararı, karar değil ders.. Ağır, tokat gibi bir ders.. "Bilirkişi raporu olasılıklar üzerine bina edilmiştir. Somut veriler olmaksızın, olasılıklardan hareketle görüş bildirilemez." ..Ve Danıştay "Yürütmeyi durdurma" kararını iptal ediyor. İzmir'in yeni hastanesinin inşaatı iki ay içinde başlayacak. İzmir'de sivil toplum örgütleri (!) varsa, Ankara'da da yargıçlar var!..
|